20. Hukuk Dairesi 2015/10597 E. , 2017/99 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, davalılar adına tapuda kayıtlı olan Maşukiye köyü 2600 sayılı parselin 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu ... adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... adına tescilini istemiştir. Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/13502 E. - 2008/18332 K. sayılı 23/12/2008 tarihli hükmü ile bozulmuştur. Davalılar vekili bozma ilamına karşı 17/02/2009 havale tarihli dilekçesi ile karar düzeltme yoluna başvurmuş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2009/3997 E. - 2009/4727 K. sayılı 20/03/2009 tarihli ilamı ile miktar azlığından dilekçenin reddine karar vermiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında: ""...Çekişmeli 2600 sayılı parsel ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/449-282 sayılı tescil kararı sonucu 10133 m2 yüzölçümüyle meyva bahçesi niteliğiyle tapuya tescil edilmiş, mahkemece kesin hükmün varlığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir. Tescil kararının dayanağı olan krokide 25-26 orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı dosyadaki orijinal haritasındaki aynı hatta benzememektedir. Orijinal orman kadastro haritasında bu hat düz çizgi halinde kuzeydoğu yönde ilerlediği halde, tescil krokisinde aynı hat güneydoğu yönünde ilerlemektedir. Bu hali ile tescil kararının dayanağı krokinin orman kadastro haritası ile orman kadastrosunun aplikasyonu ve buna dayalı 2/B madde haritasının kadastro paftası üzerine aplikesinde hata yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır. Diğer taraftan, iki davanın dava sebepleri farklıdır. HUMK"nın 237. maddesinde düzenlenen kesin hükmün varlığından sözedilebilmesi için davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin yani davada dayanılan vakıaların aynı olması gerekir. Davacı ..., taşınmazın öncesinin orman olduğu ve 1986 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken nitelik kaybı nedeniyle ... adına orman rejimi dışına çıkartıldığı iddiasıyla dava açtığına, tescil davasında orman kadastrosu iptal edilmediğine göre, bu olgular gözönünde bulundurularak somut olayda HUMK"nın 237. maddesinde yazılı kesin hüküm kurallarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerekir. O halde; mahkemece, bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte; kesinleşmiş tahdit haritası, aplikasyon, 2/B madde haritası ve tapulama paftası ile tescil krokisi ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, biribiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan enaz 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın ilk orman kadastro haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmeli, tapunun dayanağı olan tescil krokisinin de bu yere ait olup olmadığı belirlenmeli, 1993 yılında kesinleşen tescil davasında 1984 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro tutanak ve haritası, başka bir anlatımla orman kadastrosu iptal edilmediğine ve bu davada ... 1984 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1993 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde haritasına dayanarak iptal ve tescil istediğine göre, sözü edilen bu haritalar yukarıda yazılı olduğu gibi uygulanıp bilirkişiden rapor alınmalı ve somut olayda HUMK"nın 237. maddesinde öngörülen koşulların bulunup bulunmadığı ayrıca tartışılmalı, böylece toplanan tüm delillere göre hüküm kurulmalıdır..."" gereğine değinilmiştir.
Bozmadan sonra birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin 22/03/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle: 2600 parselden ifraz sonucu oluşan 3619, 3620, 3621 ve 3622 parsel sayılı taşınmazların öncesinin orman olduğu ve orman sınırları içinde kaldıklarından orman vasfı ile ... adına tescillerine karar verilerek, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava ile birleştirilerek asli müdahillik taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında 24.12.2013 tarihli celsede davacı ..., 28.03.2014 havale tarihli dilekçe ile de Orman Yönetimi 3619 ve 3620 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davalarını takipten vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl dava ve birleşen davanın, kısmen kabulüne, 3622 parsel ile ilgili davanın kabulü ile tapunun iptaline ve orman vasfı ile ... adına tesciline, 3621 parselde bilirkişi raporunda belirtilen 58,70 m2"lik kısımla ilgili tapunun iptali ile orman vasfı ile ... adına tesciline, 3621 parselde 356,30 metrekarelik kısımda 6831 sayılı Kanunun 2B kapsamında kalması nedeniyle bu kısımdan vazgeçildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş hüküm ... vekili tarafından vekalet ücretine hükmedilmediğinden bahisle temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, öncesi orman olan ve 2/B madde uygulaması nedeniyle tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1984 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1993 yılında 3302 ve 3373 sayılı kanunlara göre yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6292 ile 6099 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek davacı ... lehine ücreti vekalet tayin edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.