1. Hukuk Dairesi 2015/5879 E. , 2018/1065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili Avukat gelmedi yokluğunda, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ... ün ölmeden önce adına kayıtlı 421 ada 178 parsel sayılı taşınmazdaki 9 numaralı bağımsız bölümü, 5781 parsel sayılı taşınmazdaki 1,2,3 numaralı bağımsız bölümleri satış göstermek suretiyle, muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini, ayrıca dava konusu 6675 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payın ve 1164 parsel sayılı taşınmazdaki 1/14 payın ise murisin parası ile alındığını bu nedenle murisin malvarlığı içerisinde düşünülmesi gerektiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı dava konusu 6 adet taşınmazın 24/168 oranındaki paylarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılamanın devamı sırasında bir kısım mirasçılar tarafından asli müdahale talebinde bulunularak pay oranında tapu iptal tescile karar verilmesi istenmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazlardan 1164 ve 6675 parsel sayılı taşınmazları bankadan kredi çekerek, üçüncü kişilerden, murisin ölümünden sonra satın aldığını, bu taşınmazların muris ile bir ilgisi bulunmadığını, diğer dava konusu taşınmazları ise bedellerini ödemek sureti ile muristen satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, müdahale talep edenlerin paylarının dava konusu payla aynı olmaması nedeni ile müdahale talebine konu davanın bu davadan ayrılmasına, davalıya yapılan temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1923 doğumlu mirasbırakan ...’ün 02.09.2012 tarihinde, bekar ve çocuksuz olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kardeşi ... ile kendisinden önce ölen diğer kardeşlerinden olma yeğenlerinin kaldıkları, davalının ise murisin 1959 yılında ölen kardeşi ...’in torunu olduğu, dava konusu 5781 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu dairenin 20.06.2007 tarihinde, yine aynı parsel nmarasında kayıtlı ve 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin ise 12.10.2009 tarihinde, 421 ada 178 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün 21.06.2006 tarihinde muris tarafından satış yolu ile davalıya temlik edildiği, diğer dava konusu taşınmazlardan 6675 parsel sayılı taşınmazın 24/96 hissesi dava dışı ... adına kayıtlı iken 22.01.2013 tarihinde, 1164 parsel sayılı taşınmazın 1/14 payı dava dışı ... ... adına kayıtlı iken 26.02.2013 tarihinde satış ile davalıya devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706., Türk Borçlar Kanunu"nun 237. ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini ya da taşınmazın 3. kişiye devredilmesi halinde tazminat isteyebilirler.
Diğer taraftan; bedeli muris tarafından ödenerek üçüncü kişiden satın alınan taşınmazların mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu sicilinde yarar sağlanmak istenilen kişi(davalı) adına kaydettirilmesi(gizli bağış) halinde, anılan 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yok ise de, bu tür bir işlemin tenkis konusu yapılabileceği tartışmasızdır.
Somut olayda; dava konusu 5781 parsel sayılı taşınmazdaki 1,2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin ve 421 ada 178 parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak muris tarafından davalıya temlik edildiği saptanarak bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki, bedelinin muris tarafından ödenerek davalı adına tescilinin sağlandığı belirtilen dava konusu 6675 parsel sayılı taşınmazdaki 24/96 payın 22.01.2013 tarihinde, 1164 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/14 pay 26.02.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişilerden edinildiği, bu tür iddiaların 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince tapu iptal ve tescile konu olamayacağı gibi davacıların tenkis takibi de olmadığı gözetilerek bu taşınmazlar açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kapsamına alınması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.