Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10605
Karar No: 2017/97

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10605 Esas 2017/97 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10605 E.  ,  2017/97 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    2009 yılında 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında ... ili ... ilçesi ... köyü 140 ada 1, 141 ada 4, 195 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 58.315,11m2-106,94m2-3.826,83m2-1.604,20m2-14.141,32m2 yüzölçümündeki taşınmazlar Nisan 1957 tarih 103, Haziran 1959 tarih 37, Şubat 1960 tarih 104, Nisan 1967 tarih 52, Mart 1972 tarih 31 ve Ocak 1982 tarih 3 sıra nolu tapu kayıtları uygulanarak anılan taşınmazların halen tapu kayıtlarındaki paydaşlardan ölü...."ün mirasçıları ile paydaş ... oğlu ..."ün zilyetliğinde bulunduğu, tapu kayıtlarındaki diğer paydaşların yerlerinin 101 ada 1 sayılı ormanda kaldığı, 140 ada 1 parselin üzerindeki tek katlı kargir evin ... oğlu ..."e ait olduğu tutanağın beyanlar hanesine yazılıp 140 ada 1, 141 ada 4, 195 ada 1, 2 ve 3 parsellerin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/16 Esas sayılı davada davalı oldukları belirtilip malik haneleri mahkemece doldurulmak üzere 3402 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca tespit edilmişlerdir.
    Davacılar ... çocukları ..., ..., ... ve ... 28.01.2004 tarihli dilekçe ile; .... bucağı, ... köyü ... ... mevkiinde bulunan Nisan 1957 tarih 103, Kasım 1960 tarih 47, Kasım 1981 tarih 16 sıra nolu tapu kayıtlarına tutunarak davalılara (..., ..., ..., ..., ..."ya ) ait 26.12.2002 tarih 3 sıra nolu tapu kaydının iptaline, adlarına tescile karar verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde 2004/16 Esas sayılı davayı açmışlardır. Mahkemece çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanakları düzenlendiği gerekçesiyle davanın 3402 sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca kadastro mahkemesine devrine karar verilmiştir. Kadastro mahkemesince devredilen dava ile çekişmeli taşınmazların tutanak asılları birleştirilip 3402 sayılı Kanunun 27/3. maddesindeki ilanlar yapıldıktan sonra davacıların tutundukları 1338 K. evvel tarih 149 sıra nolu sicilden gelen tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları bir bütün olarak kapsadığı, taşınmazların davacıların zilyetliklerinde bulunduğu, davalıların tutundukları 1289 yoklama tarih 15 sıra nolu sicilden gelen tapu kayıtlarının mevkii itibariyle uymadığı, bir kısım davalıların davayı kabul ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların 1/4"er paylarla davacılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4.maddesi hükmüne göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazların malik haneleri açık olarak tespit edilmiş olup, sınırda 101 ada 1 sayılı orman parseli bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmazların tutanak asılları, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredildiğine göre aynı Kanununun 30/2. maddesine göre kadastro hâkimi re"sen araştırma yaparak taşınmazların gerçek hak sahiplerini tespit etmek zorundadır. Ne var ki, çekişmeli taşınmazların sınırında orman parseli yer aldığı halde mahkemece orman araştırması yapılmadan, orman yönetimi ve Hazinenin davaya katılımı sağlanmadan yokluklarında yargılama yapılıp yazılı şekilde sonuçlandırılmıştır. Bundan ayrı davacıların tutundukları tapu kayıtlarından Nisan 1957 tarih 103 sıra nolu tapu kaydının gittilerinden Şubat 1965 tarih 28 sıra nolu tapu davacıların miras bırakanı olan....(...) ... adına kayıtlı olduğu, yine kadastro mahkemesinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmazların öncesinde davacıların dedeleri ... oğlu ..."e ait olduğunu, ölümüyle oğlu..."ye kaldığını,onunda ölümüyle eşi ... ve çocukları olan ..., ..., ..., .. ve .."a kaldığı belirtildiği halde mahkemece tapu maliki ..."nin çocuklarından ... ve .. davaya dahil edilmeden, delil ve belgeleri istenmeden yokluklarında yargılama yapılıp aleyhlerine hüküm kurulmuştur. Yine davacıların ve davalıların tutundukları tapu kayıtları pay tapusu olup pek çok kişi adına kayıt bulunduğu halde tapu malikleri arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı, taşınmazda haklarının bulunup bulunmadığı araştırılmadan karar verilmiştir. Yine davalıların tutundukları tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanmamış, tarafların tutundukları tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılmamıştır.
    Bu sebeplerle öncelikle dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye ... çocukları .., .., Orman Yönetimi ve Hazineye tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, delil ve belgeleri istenmeli, davacıların ve davalıların dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri tapu ve kadastro müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulmalı, revizyon görmüş iseler revizyon parsellerine ait kadastro tespit tutanakları, yöreye ait en eski ve 1980-1985"li yıllara ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, 1980"li yıllara ait ortofoto haritaları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumları saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde
    gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan
    yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez davacıların ve davalıların dayandığı tapu kayıtları yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi marifetiyle yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, 3402 sayılı Kanunun 20.maddesi uyarınca tapu kaydının sabit sınırdan başlanarak kapsamı belirlenmeli, her iki tarafında dayandığı tapu kayıtlarının davalı yerlere uyması halinde eski tarihli ve doğru temele dayanan tapunun öncelikli olacağı gözetilmeli, taraflardan birinin dayandığı tapuların uyması halinde ise tapu kayıtlarındaki paydaşlar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli yerlerin hangi paydaşa kaldığı belirlenmeli, uzun süreli fiili kullanımın taksime karine oluşturduğu, taksimde azlık çokluk ilkesinin uygulanmayacağı gözetilmeli, çekişmeli taşınmazların dayanak tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli kapsamı dışında kalan bölümü yönünden veya tapu kayıtlarının hiç uymaması halinde ise tamamı yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen , orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1980 "li yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahipleri adlarına tescile karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/01/2017 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi