Esas No: 2018/1223
Karar No: 2020/5020
Karar Tarihi: 24.09.2020
Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme - Silahlı terör örgütüne üye olma - 6136 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1223 Esas 2020/5020 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile Görevli)
Suç : Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, Silahlı terör örgütüne üye olma, 6136 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanık ... hakkında: Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan; 3713 sayılı Kanunun 7/1.maddesi delaletiyle TCK’nın 314/1, 53/1-2-3, 58/9.maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet
İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I-Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan CMK"nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı aynı Kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yasa yolu açık olup temyizi mümkün olmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat hükümlerinin, 23.12.2010 tarihli süre tutum dilekçesi ile gerekçesine yönelik olmayan temyizinde sanıkların hukuki menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanıklar müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ... müdafiinin süresinden sonra yapılan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafii ile sanıklar ... ..., ..., ... müdafiinin hükmedilen cezaların sürelerine göre koşulları bulunmadığından duruşmalı inceleme istemlerinin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
III-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet ve beraate ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
Öncelikle örgütlü suçluluk, terör örgütleri, örgüt kurma, yönetme ve üyelik suçlarının kriterleri Dairemizin kararları ışığında değerlendirilecektir;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde düzenlenmiştir. Aynı kanunun 314. maddesinde de Silahlı Terör Örgütü suçu tanımlanmıştır.
Kanunun 314. maddesi örgütün amacını gerçekleştirmede silahlı olmasını zorunlu bir unsur olarak göstermiştir. Bu maddede tanımlanan suç; devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin kurucularını, yöneticilerini ve üyelerini cezalandırmaya yönelik hazırlık hareketlerini suç sayan ve yaptırıma bağlayan özel bir suç tipidir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 220. maddesi şöyledir:
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişik: 2.7.2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11.4.2013-6459/11 md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.
(7) (Değişik: 2.7.2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da yer aldığı üzere;
"Suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun ve örgütün varlığı için:
1) Üye sayısının en az üç kişi olması,
2) Üyeler arasında hiyerarşik bir ilişkinin bulunması,
3)Henüz suç işlenmemiş olsa bile yada henüz hangi suçların işleneceği kararlaştırılmamış olsa bile, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birlikteliğin oluşması,
4) Örgütsel bağlılık ve faaliyetlerin niteliği itibariyle devamlılık göstermesi zorunludur.
5) Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması,
Örgütün amaç suçları işlemek konusunda elverişli araç ve donanıma sahip olması bu suçun oluşumunda esaslı unsurlardan biridir. Bu unsuru taşımayan bir yapı, diğer unsurları barındırsa bile suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün varlığından söz edilemeyecektir. Yine bu suçtan sorumlu tutulan örgüt üyelerinin aynı amacı kabul etmiş ve bu amaç doğrultusunda örgütte yer almış olmaları gerekir. Yine, suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün varlığından bahsedebilmek için, örgütün hangi suçları işlemek amacıyla kurulduğu tespit edilmelidir. Suç sayılmayan ancak hukuka aykırı olan fiilleri işlemek amacıyla gerçekleştirilen bir örgütlenme suç işlemek için örgüt kurma kapsamında değerlendirilemez.
Silahlı örgüt suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 314. maddesi ise şöyledir;
[1] Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
[2] Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
[3] Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
Bir suçun terör suçu kabul edilebilmesi başka bir deyişle ise silahlı terör örgütünün varlığının kabulü için ise aranan şartlar;
1.Örgütsel boyut (örgüt unsuru)
2.İdeolojik boyut (amaç unsuru)
3.Yöntem boyutu (suçun işleniş şekli) unsurlarını taşıması gerekir.
1- Örgütsel Boyut (örgüt unsuru)
a-Hiyerarşik ilişki (gevşek bir nitelik taşıyabilir)
b-Sahip olunan üye sayısı ve araç bakımından amaç suçu işlemeye elverişlilik
c-Üye sayısı (en az 3 kişi)
2- İdeolojik boyut (amaç unsuru)
Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak (bunlardan bir ya da birkaçını gerçekleştirmek amaçlanmalıdır)
3- Yöntem boyutu (suçun işleniş şekli)
Suçun cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle işlenmesi gerekir.
TCK"nın 220. maddesinde yer alan suç işlemek amacıyla örgüt kurma ile TCK"nın 314.maddesinde yer alan silahlı örgüt suçu arasındaki temel farklar öncelikle işlenmesi amaçlanan suçların TCK"nın 220. maddesinde suç içeren her türlü eylemin olması, TCK"nın 314. maddesinde ise kanunda yazılı olan suçların tahdidi olarak sayılmasıdır. Bunun dışında temel fark TCK"nın 220. maddesinde "Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetmek, üye olmaktan" bahsedilirken, TCK"nın 314. maddesinde ise amaç siyasi yani ideolojiktir. Bunun dışında TCK"nın 220. maddesi manasında bir suç örgütünün varlığında "silah" ağırlaştırıcı neden olarak sayılırken TCK"nın 314. maddesi manasındaki terör örgütünde ise "silah" bir unsur olarak düzenlenmiştir.
Ancak her iki örgüt tipinde de temel esas alınan unsur örgüttür. Örgüt her iki suç tipi açısından araç niteliğindedir. Gerek TCK"nın 220. maddesi gerek TCK"nın 314. maddesi manasında amaçlar farklı olsa da araç olarak kullanılan yegane unsur örgüttür. Örgütün bu tehlikeliliği nedeniyle kanun koyucu tarafından hazırlık hareketi diğer suç tiplerinden farklı olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Kanun koyucu genel olarak, herhangi bir suçun işlenmesi amacıyla örgüt kurulmasının, hukuki düzene ve topluma zarar verme tehlikesini barındırması nedeniyle, (220. maddede) müstakil bir suç olarak kabul etmiştir. Buna karşın, Devletin güvenliğine ve Anayasal düzene karşı suç işlenmesi amacıyla kurulan örgütlerin neden olacağı tehlikenin ağırlığı karşısında, konunun ayrıca düzenlenmesine gerek duyulmuştur. 314. madde ile 220. maddedeki suçlar arasındaki temel fark, yukarıda bahsedildiği üzere işlenmesi amaçlanan suçların niteliği ve ayrıca örgütün silahlı olmasıdır. 220. maddedeki suçta silah örgütün öğesi olmayıp, nitelikli hal olarak kabul edilmişken, 314.maddede silahın varlığı, örgüt oluşturma bakımından gerekli görülmüştür.
Silah, TCK 6. maddede tanımlanan silah kavramı çerçevesinde açıklanamaz. Anılan tanımda, çeşitli suç tipleri bakımından genel olarak saldırı ve savunmada kullanılabilmeleri nedeniyle, gerçekte silah olarak üretilmemiş olan kimi cisim ve araçlar da silah olarak kabul edilmiştir. Buna karşın Devlete ve Anayasal düzene karşı suçların işlenmesi amacıyla kurulan örgüte ait silahların gerçek anlamda silahlardan olması ve ayrıca sayı ve vahamet bakımından amaç suçları işlemeye elverişli bulunması gerekir. Örgütün silahlı örgüt olarak kabul edilebilmesi için, üyelerinin silahlı olması zorunlu değildir.
Suçun tamamlanması için, örgütün herhangi bir eylemde bulunması ve bir zarara veya somut bir tehlikeye neden olması aranmamıştır. Amaçlanan suçları işlemek üzere silahlı örgütün kurulmuş olmasının, korunan değerler bakımından normatif olarak tehlike yarattığı kabul edilmiştir. Bu bakımdan 314. madde, tehlike suçu olarak düzenlenmiştir.
TCK"nın Dördüncü Kısmın (Millet ve Devlete Karşı Suçlar) Dördüncü (Devlet Güvenliğine Karşı Suçlar) ve Beşinci (Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar) bölümlerindeki suçlar amaç suç niteliğinde olup, silahlı örgüt oluşturularak Devlete ve Anayasal Düzene karşı ağır-yakın bir tehlike olabilecek hazırlık hareketleri oluşturulduğundan, TCK"nın 314. maddesindeki suç aynı zamanda araç suç niteliğindedir.
3713 sayılı TMK"nın 3. maddesi uyarınca, TCK 314. madde, terör suçu niteliğindedir. Silahlı örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olma suçları, herhangi bir kimse tarafından işlenebilir. Failin belirli bir sıfat veya görevdeki kişilerden olması öngörülmediğinden, özgü suç olarak düzenlenmemiştir. Failin vatandaş veya yabancı olması olanaklıdır.
Silahlı örgütü kurmak suçu temadi eden bir suç değil, ani bir suçtur. Yani örgütün kurulmasıyla eylem tamamlanır. Silahlı örgütü yönetmek suçu mütemadi suç niteliğindedir. Bu nedenle suç tarihi temadinin kesildiği yani sanığın yakalanması, teslim olması veya örgütten çekilmesi tarihidir.
Örgüt üyeliği suçu temadi eder. Örgüt üyeliği suçunun temadi eden suçlardan olması karşısında örgüt üyeliği suçunda suç tarihi yakalanma tarihidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Açıklanan ilkeler doğrultusunda, iddia, savunma, delil niteliğinde kabul edilen diğer bilgi ve belgeler, mahkemenin kabulü ve tüm dosya kapsamından somut olay değerlendirildiğinde;
13.02.2009 tarihinde Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan bir ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında emniyet müdürlüğünün 2009 tarihli bilgi notuna göre, ... ... (... ...) isimli şahsın liderliğini yaptığı (...) isimli grubun El-Kaide terör örgütünün Kahramanmaraş yapılanması olarak bir oluşum içerisine girdiği, ... ...’in Kahramanmaraş’a zaman zaman gelip gittiği ve sanıklardan bazılarıyla görüşmeler yaptığının bildirildiği, bu kapsamda iletişimin tespitine yönelik TAPE kayıtları, e-mail adresleriyle ilgili iletişimin tespiti, teknik izleme, ses ve görüntü kaydı alınması kararlarının uygulandığı, sanıkların adreslerinde yapılan aramalarda ele geçen dokümanlar, yurt dışına çıkış kayıtları, beraat eden sanık ...’ün hazırlık ifadesi, tanık beyanları ve toplanan tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak sanık ...’nin yöneticisi, beraatine karar verilen sanık ... dışındaki diğer sanıkların üyesi oldukları kabul edildiğinin anlaşıldığı olayda;
1-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraate ilişkin hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyete ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
a) Radikal dini düşünceye sahip oldukları anlaşılan, faaliyetlerini legal “Kur’an’a Hizmet” vakıfları kurarak sürdüren sanıkların oluşturduğu “... Grubu” adlı yapılanmanın, El Kaide silahlı terör örgütü ile organik ve hiyerarşik bağlantısının, 3713 sayılı TMK’nın 1.maddesinde öngörülen, cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma ve tehdit yöntemleriyle Anayasal düzeni değiştirmeyi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, Devlet otoritesini zayıflatarak ele geçirmeyi amaçlayan ağır-yakın bir tehlike olabilecek vahamet arz eden eylem ve faaliyetlerinin nelerden ibaret olduğunun, bu amaçlara ulaşmak için işlenecek suçları gerçekleştirmeye elverişli silah, araç ve gereçlere sahip olduklarının emniyet müdürlüğünün 2009 tarihli bilgi notunda somut olay ya da olgulara dayanılarak ortaya konamaması karşısında, anılan yapılanmanın, TCK’nın 314. maddesinde öngörülen kriterleri taşıyan “silahlı örgüt” kapsamında değerlendirilmesini gerektiren delillerin nelerden ibaret olduğu da tartışılmadan, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki bir kısım e-mail ve TAPE’lerdeki El Kaide silahlı terör örgütüne sempati düzeyini aşmayan, örgüte üye olma suçu için yetersiz paylaşım ve konuşmalarına dayanılarak, cezalandırılmalarına yeterli, kesin ve inandırıcı delil de elde edilemeyen sanıkların atılı suçlardan beraatleri yerine yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde sanık ...’nin silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, diğer sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından, mahkumiyetlerine karar verilmesi,
b)Kabul ve uygulamaya göre de;
aa-Silahlı terör örgütü yönettiği kabul edilen sanık ... hakkında ceza hükmü tesis edilirken atıf maddesi olarak silahlı terör örgütlerine uygulama imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
bb-TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş olup sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.