11. Hukuk Dairesi 2019/577 E. , 2019/7475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/11/2017 tarih ve 2016/199 E.- 2017/519 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 08/11/2018 tarih ve 2018/491 E.- 2018/1155 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."ün müvekkilinin eski bayisi olan ..."in kullandığı mağazanın mülkiyetini alıp ..."i tahliye ettiğini, ancak mağazanın dışında bulunan müvekkilinin tanınmış markasını taşıyan dış cephe ve marka ile endüstriyel tasarım tescillerine konu totemi kaldırmadığını, bu konuda keşide edilen ihtardan da bir sonuç alınamadığını ileri sürerek, davalının fiilinin müvekkilinin tescilli tanınmış markasına ve tasarım tescil belgesinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün giderilmesi, tecavüze neden olan dış cephe ve totemin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine, zilyetliklerinin müvekkiline iadesine, 10.000.- TL maddi, 10.000.- TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile bir sözleşme imzalamadığı için bir tecavüzünün de bulunmadığını, mağazanın müvekkilince kullanılmadığını, boş olduğunu, husumetin sözleşmenin tarafı olan ..."e yöneltilmesinin gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, gerek davacı ile bayii arasında yapılan bayiilik sözleşmesi, gerekse dava dışı bayii Anadolu Mobilya tarafından davacıya verilen taahhütname hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, dış cephe ve tabelaların mülkiyetinin davacıya ait olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlığın olmadığı, ancak bu uygulamalar yapılırken ve sökülürken ilgili taşınmazda meydana gelebilecek hasarlar dolayısıyla 3. kişilere, özellikle de uygulamaların yapıldığı taşınmazın sahibi ile doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın sorumluluğunun tamamı ile bayiide olduğunun öngörüldüğü, bayilik sözleşmesinin devamı sırasında bayiinin faaliyet gösterdiği taşınmazın mülkiyetinin el değiştirmesini takiben, yeni malikin bayiiyi tahliye ettiği, ana bayii ile bölge bayii ve Anadolu Halı Mobilya-... arasında imzalanan sözleşme ve taahhütname hükümleri karşısında, davacının bayiide dış cephe uygulamalarının ve tabelaların sökülmesini talep etmesi gerektiği, davalının fiilinin marka hakkına tecavüz niteliğinde değerlendiremeyeceği, dava dışı bayiinin taşınmazı tahliyesinden sonra dış cephe uygulaması ve tabelaların kaldırılmasına muvafakat etmemesi sebebiyle davacıya ait dış cephe uygulaması, tabela ve totemin bir süre daha taşınmaz üzerinde kaldığı, ancak bu süre içerisinde taşınmazda davacıya ait herhangi bir ürünün satışının söz konusu olmadığı, taşınmazın boş kaldığı, davacı marka sahibi ile markayı kullanan bayii arasında bayilik sözleşmesinin sona ermesi ve bayinin markayı kullanmaya devam etmesi halinde marka hakkına tecavüzün söz konusu olacağı kuşkusuz ise de somut olayda bayiinin taşınmazı tahliyesi sonrasında davalıya ait taşınmazda söz konusu uygulamaların bir süre daha kalmış olmasının markasal kullanım olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının davacıya ait markaları hukuka aykırı olarak markasal şekilde kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.