Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15719
Karar No: 2018/3464
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/15719 Esas 2018/3464 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2017/15719 E.  ,  2018/3464 K.

    "İçtihat Metni"

    6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet suçundan sanık ..."nın, anılan Kanun"un 13/1, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 19. maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 420.000,00 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair Beykoz Asliye Ceza Mahkemesinin 22/08/1996 tarihli ve 1996/509 esas, 1996/436 sayılı kararını müteakip, sanığın memnu hakların iadesi talebinin, bahse konu kararda bir hak yoksunluğuna hükmedilmediğinden arşiv kaydının silinmesi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/12/2016 tarihli ve 1996/509 esas, 1996/436 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren arşivden silinme süresinin hesaplanacağı, somut olayda mahkemesince kararda hak yoksunluğunun söz konusu olmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, her ne kadar sanık hakkındaki mahkumiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 13/A maddesinin "" (3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir. (4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir. (5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir."" şeklinde olduğu nazara alındığında, hak yoksunluğuna neden olan mahkumiyet bakımından mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.05.2017 gün ve 3270 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2017 gün ve KYB/2017-31640 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Cezanın amaçlarından birisinin de mahkûmun ıslahı olması karşısında; bunu ispat eden/gösteren kişinin ömür boyu hak yoksunluğuna muhatap olması, adil de değildir. İşte ortaya çıkabilecek bu gibi sakıncaların giderilebilmesi için, mahkûmun belirli bir süreyi iyi halli olarak geçirmesi ve kanunda açıklanan diğer koşullara uymuş olması halinde yoksun kaldığı hakları tekrar kullanması, "yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi) kurumu ile olanaklı hale gelmektedir. Bu yolla mahkûm, toplumsal yaşamın gerektirdiği etkinlikleri normal bir şekilde sürdürmesini sağlayan haklarına yeniden kavuşmanın yanı sıra, mahkûmiyet sonucu yıpranan manevi itibarını da elde etme olanağına kavuşmuş olacaktır.
    765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu"nun 121-124. maddeleri ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 416-420. maddelerinde düzenlenen "yasaklanmış hakların geri verilmesi" kurumuna ilişkin ne 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nda herhangi bir hükme yer verilmiş, ancak daha sonra 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 38. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"na 13/A maddesi eklenmek suretiyle Türk Hukukundaki yerini tekrar almıştır.
    "Yasaklanmış hakların geri verilmesi" başlığını taşıyan 5352 sayılı Kanun"un 13/A maddesi:
    "(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu"nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
    a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
    b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
    (2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
    (3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
    (4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet Savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
    (5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu"nda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
    (6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivini kaydedilir.
    (7) Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır." şeklinde olup, maddenin gerekçesi şöyledir:
    "Maddeyle, 5352 sayılı Kanun"a 13/A maddesi eklenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi, özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, 53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Türk Ceza Kanunu"nda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu"nun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması,uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur."
    Bu yeni hüküm ve gerekçesi göz önüne alındığında yasaklanmış hakların geri verilmesini; "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarla belli bir suç veya ceza mahkûmiyetine bağlı olarak doğrudan veya mahkûmiyetin yasal sonucu olarak öngörülen sürekli hak yoksunluklarının; cezanın infaz edilmesinden ya da infaza hukuki bir nedenle son verilmesi halinde kararın kesinleşmesinden itibaren, belirli bir süre gösterilen iyi hal sonrasında, mahkûmun talebiyle, geleceğe yönelik olarak mahkemece geri verilmesi" şeklinde tanımlanabilir.
    Yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verildiğinde adli sicil bilgileri silinmemektedir. Ancak geri vermeye ilişkin karar adli sicil arşivine kaydedilmektedir (5352 sayılı Kanun md.13/A,f.6). Silinen ancak arşiv kaydına alınan kayıtlar "kural olarak" kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz (5352 sayılı Kanun md.10/2) ise de, kanunlarda bu konuda özel düzenleme olması halinde söz konusu arşiv kaydı hak yoksunluğu dâhil bazı hukuki işlemlere esas alınabilecektir (5352 sayılı Kanun md.10/2). Dolayısıyla hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetin adli sicilden silinmesine karar verilmesi halinde, silme kararıyla yasaklanmış haklar da otomatik olarak geri verilmiş olacağından, ayrıca yasaklanmış hakların geri verilmesini talep etmeye gerek kalmayacağı ileri sürülebilirse de bu durum ancak bir hak yoksunluğuna esas alınamayanlar açısından geçerli olabilecektir. Nitekim 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun geçici 2. maddesinde Anayasanın 76. maddesi ile özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetlerin arşiv bilgilerinin silinmesi benimsenmemiştir.
    5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"na eklenen 13/A maddesinde, 5237 sayılı TCK dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği belirtilmektedir. Yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infaz edilmiş olması ve kişinin infazın tamamlanmasından itibaren üç yıllık süre içerisinde yeni bir suç işlememesi ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekecektir.
    5352 sayılı Kanun"un 13/A maddesine göre, ister 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"ndan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, amme hizmetlerinden yasaklanma, memuriyetten mahrumiyet, seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma, yasal kısıtlılık altında bulundurulma, babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet, sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma, meslek ve sanatın tatili, işyerinin kapatılması ve benzerleri gerek bir mahkûmiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin memnu hakların iadesi yoluyla bertaraf edilmesine yasal bir engel bulunmadığından, anılan kanun maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün memnu haklarının iade edildiğinin bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Somut olayda mahkemesince sanığın mahkumiyet kararında yasaklanmış hak bulunmadığı gerekçesi ile sanığın memnu hakların iadesi talebinin kabul edilmediği anlaşılmakla, her ne kadar sanık hakkındaki mahkumiyet kararında herhangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanık hakkında adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, sanığın cezasının infaz edildiği tarih olan 20.03.2001 tarihinden itibaren 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 13/A maddesinde yer alan 3 yıllık sürenin geçmiş olduğu ve sanığın daha sonra yeni bir suç işlememiş olduğu cihetle; mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 01.12.2016 gün, 1996/509 esas 1996/436 sayılı ek kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi