1. Hukuk Dairesi 2015/3879 E. , 2018/1056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; 35 yıl ...’da çalışıp emeklilik tazminatı ile dava konusu taşınmazı satın aldığını, meslek hastalığı nedeniyle taşınmazın bir kısım eksiklikleri ile ilgilenmeleri için 2010 yılında davalılar ... ve ... ile tanıştıklarını ve evin mutfak dolabı, parke gibi işlerinin yaptırılması konusunda anlaştıklarını, bu işler için 15.000-TL para göndermesine rağmen davalıların hileli yollarla 60.000-TL’lik bono imzalattıklarını, bononun ... İcra Müdürlüğünün 2010/4627 esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, psikolojik rahatsızlığından ve meslek hastalığından dolayı tedavi gördüğünü, işleriyle eşi dava dışı ...’nin ilgilendiğini, davalı ...’in 16/07/2010 tarihli satış yetkisini de içeren vekalet aldığını, davalı ...’in icra dosyasından konulan haczi kaldırdığını ve davalı ...’in de hukuken geçerliliğini yitirmiş vekalete dayalı olarak 1240 ada 2 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’yı temsilen vekili dava dışı ...’ün işleme katıldığını, psikolojik ve meslek hastalığından dolayı çok yakın tarihli olayları dahi hatırlayamadığını, eşinin de haberi olmadığından vekili ...’e azilname gönderilmediğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, icra dosyasında alacaklı görünen ve taşınmaz üzerine haciz işlemi yaptıran davalı ... ile vekaleten satışı yapan ...’in anne-oğul olduğunu, davalılarla satıştan önce aralarında husumet bulunduğunu, davalı ...’nın bu durumu nazara alması gerektiğini ileri sürerek dava konusu 1240 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı taktirde taşınmazın değeri kadar tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; dava konusu taşınmazı satması konusunda davacının 2010 yılında vekalet verdiğini, diğer davalı ... ile davacı arasında alacak-borç nedeniyle hukuki bir süreç yaşandığını, davacının herhangi bir azilname göndermediğini, dava konusu taşınmazın davacının bilgisi ve isteği ile davalı ...’ya satıldığını, piyasaya borçlanmak suretiyle dava konusu taşınmaza masraf yaptığını, davacının bu borçları karşılayamaz duruma gelmesi nedeniyle vekalet verdiğini ve vekaletten 1 yıl sonra taşınmazın satıldığını, satış bedelinin dava konusu eve yapılan masraflar ve borç ödemeleri için kullanıldığını, davalı ...; davacının kendisine senetle borçlu olduğunu ve davacya karşı ... İcra Müdürlüğünün 2010/4627 Esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/197 Esasa sayılı dosyasında davacının imza itirazında bulunduğunu ancak imzanın kendisine ait çıkması üzerine davanın retle sonuçlandığını, icra dosyasından takibe devam edilip davacının çekişme konusu taşınmazına haciz konulduğunu, davacının yine ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/113 esas sayılı dosyası üzerinden meskeniyet itirazında bulunduğunu ancak bu davanın da reddedildiğini, davacının başkaca taşınmazlarına da haciz konulduğunu, henüz borcun ödenmediğini, çekişme konusu taşınmazın davalı oğlu ... tarafından alacağının karşılanması amacıyla satıldığı iddiasının doğru olmadığını, davalı
oğlu tarafından vekaletle yapılan satışın bilgisi dışında olduğunu, bu satıştan dolayı kendisinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı ... aşamalardaki beyanında; davacının taşınmazı vekaletle sattığını, vekili ile arasındaki iç ilişkinin kendisini ilgilendirmediğini, davacıyı ve vekili ...’i daha öncesinden tanımadığını, vekili dava dışı ... ile davalı ...’in komşu olduklarını, birkaç yıldan beri ... ve ... çevresinde taşınmaz satın aldığını, bu taşınmaz işlerini vekili aracılığı ile takip ettiğini, iyiniyetli olduğunu, davacıya vasi atanmasının gerekmediğini Sulh Hukuk Mahkemesinin karar altına aldığını, taşınmazı bilirkişinin tespit ettiği gerçek değeri üzerinden satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalı ..."in davacının vekili olan davalı ... ile el ve işbirliği içinde hareket ettiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, davalı ..."in vekalet görevini kötüye kullandığının sabit olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden tazminat isteğinin kabulüne, davalı ... yönünden ise, davalının gerek tapu iptal gerek tazminat davasında taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle husumetten reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat, davalı ..., davalı ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.686.80.-TL bakiye peşin harcının temyiz eden davacıya iadesine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.