13. Hukuk Dairesi 2015/26314 E. , 2017/7589 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan toplam 12.934,00-TL tutarında ürünler satın aldığını, davalıya toplamda 6.663,58-TL ödeme yaptığını, 6.271,00-TL borcu olabileceğini, bu miktarın dışında faiz veya gecikme zammı gibi isimle haksız alacak yaratılmasının tüketici hukukuna aykırı olduğunu, davalı şirket yetkilisinin gecikmede bulunduğunu ve 22.12.2013 tarihi itibariyle bakiye borcunun 10.000,00-TL olduğunu bildirdiğini belirterek, satış nedeniyle 10.000,00-TL borçlu olmadığının tespiti ile satış belgelerine göre haksız faiz uygulanmasına ve bileşik faiz istenmesine yer olmadan gerçek borcunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1419 esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle 7.414,44-TL asıl alacak, 274,03-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.688,47-TL borçlu bulunduğuna, bunun üstünde borçlu olmadığının tespitine, takipte talep edilen %84 faiz oranının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, takibin bu şekilde devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, menfi tespit davasıdır. 6100 sayılı HMK’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesinde, davalıdan alınan ürünler nedeniyle 10.000,00-TL borçlu olunmadığının tespiti ile satış belgelerine göre haksız faiz uygulanmasına ve bileşik faiz istenmesine yer olmadan gerçek borcun tespitine karar verilmesi hakkında talepte bulunulduğu halde, mahkemece emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, dava tarihinden sonra başlatılan icra takibine göre değerlendirme yapılıp karar verilmiştir. Oysa ki, sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece anılan yasa hükmü göz ardı edilerek, yazılı şekilde talepten farklı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.