11. Hukuk Dairesi 2019/433 E. , 2019/7470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 30/10/2018 tarih ve 2018/236-2018/643 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin yargılamanın iadesini isteyen davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Yargılamanın iadesini isteyenler (davalılar) vekili; müvekkilleri aleyhine açılan Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/438 esas ve 2013/231 karar sayılı dosyasının müvekkillerinin yokluğunda taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, mahkeme kararı ile müvekkili şirkete ait taşınmazların karşı taraf ...adına tescilinin sağlandığını, ancak müvekkillerinin hiçbir şekilde davadan haberdar edilmediklerini, tebligatların yapılmasında çıplak gözle dahi tespit edilebilecek hile ve usulsüzlükler sebebi ile verilen hükmün hakkaniyete, yasa ve usule aykırı olduğunu, müvekkillerinin kardeşi ve şirket ortağı olan davacının bilerek yanlış adresler bildirmek sureti ile yargılanmanın, müvekkillerin yokluğunda yapılmasını sağladığını ve bu suretle mahkemeyi yanılttığını ileri sürerek yargılamanın iadesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf (davacı) vekili; davalıların yargılamanın iadesine yönelik taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını savunarak talebin reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, yargılamanın iadesinin istendiği dosyada davalılara yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, davalı tarafça hatalı adres bildirildiği iddiası kabul edilse dahi anılan adres incelemesinin, mahkemece kendiliğinden yapılması gerekip davacının katkısını gerektirmeyen hususlardan olması karşısında, yargılamanın iadesinin istendiği davanın davacısı olup eldeki davanın ise davalısı olan tarafın hükme etkili olabilecek derecede hileli davranışta bulunduğundan bahsedilemeyeceği, davalılar tarafından yapılması gerekenin usulsüz tebliğ durumunu öğrenir öğrenmez Tebligat Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme gününü tebliğ tarihi kabul ederek, bu tarihten itibaren süresi içinde temyiz yoluna başvurmak olması gerektiği, ancak davalıların süresi içinde bu yola da başvurmadıkları gerekçesiyle davalıların yasal şartları oluşmayan yargılamanın iadesi davasının reddine, mahkemenin 09.04.2013 tarih 2007/438 E., 2013/231 K. sayılı kararın onanmasına karar verilmiştir.
Kararı, yargılamanın iadesini isteyen davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yargılamanın iadesini isteyen asıl davada davalılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava yargılamanın iadesi isteminden ibaret olup, mahkemece yazılı şekilde yargılamanın iadesini istemekte hukuki yararı bulunmayan yargılamanın iadesi istenen davada davalıların talebinin reddine ve mahkemenin yargılamanın iadesi istenen davaya ilişkin verdiği kararın onanmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 361. ve 1086 sayılı HUMK"un 427. vd. maddelerinde temyiz kanun yoluna ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, buna göre mahkeme kararlarının onanması ancak mahkeme kararlarının usulüne uygun tebliğini takip eden kanuni süre içerisinde temyiz edilmesi üzerine kararı temyizen inceleyen ilgili Yüksek Yargıtay Dairesine tanınmış bir yetkidir. Şu halde, mahkemece yargılamanın iadesini isteyen asıl davada davalıların yargılamanın iadesini istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı ve bu nedenle yargılamanın iadesi taleplerinin reddine dair kararla birlikte yargılamanın iadesini isteyenlerin süresinde taleplerine konu kararı temyiz etmedikleri gerekçesiyle yargılamanın iadesine konu mahkemenin 09.04.2013 tarih 2007/438 E.- 2013/231 K. sayılı kararının onanmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmişse de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesini isteyen asıl davada davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesini isteyen asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının HÜKÜM bölümünün 1. fıkrasında yer alan “mahkememizin 09/04/2013 tarih 2007/438 esas 2013/231 karar sayılı kararın onanmasına” ibaresinin karardan çıkartılarak kararın DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.