8. Ceza Dairesi 2017/26402 E. , 2018/3456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık ..."ın kasten yaralama suçundan yapılan yargılaması sonunda; 5237 sayılı TCK.nun 86/1, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.04.2014 gün ve 2013/434 Esas 2014/88 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 28.09.2017 gün ve 2016/11749 esas, 2017/10562 sayılı onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2017 gün ve KD-2017/67752 sayılı itiraznamesi ile 5237 sayılı TCK"nın 3. maddesinde düzenlenen orantılık ilkesi ile 61/1. maddedeki ölçütlere göre,orantılılık ilkesine aykırı olacak biçimde ve yeterli gerekçe gösterilmeden temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ve sanık hakkında TCK"nun 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması nedenleriyle itiraz edilmesi üzerine, dosya daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden, Dairemizin 28.09.2017 gün ve 2016/11749 esas, 2017/10562 sayılı onama kararının düzeltilmesine yer olmadığına, 5271 sayılı CMK.nun 308/3. maddesi uyarınca dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda, kasten yaralama suçundan TCK.nun 86/1, 86/3-e, 62 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki sebeplerle katılma olanağı olmamıştır.
Sanığın, olay günü geceleyin ilerleyen saatlerde henüz 18 yaşını ikmal etmeyen kızı ..."ı festival alanında katılan ... ile sarmaş dolaş şekilde görüp kızı ve katılanı fevtival alanı yakınındaki konut ve işyeri aynı binada bulunan binanın eklentisi niteliğindeki bahçesine götürdüğü ve aynı binadaki konutundan bulundurma ruhsatlı tabancası aldıktan sonra binanın eklentisi olan kazan dairesine girdikleri, sanığın katılandan kişisel bilgiler aldıktan sonra tabancası ile bir el ateş etmek suretiyle katılanı BTM ile giderilemeyecek şekilde yaralayıp, yaralamayı müteakip pişmanlık duyarak katılanın yaralarını bezle sardıktan sonra hastaneye götürerek tedavisini sağladığı olayda;
1) Katılana ait rapor kapsamına göre sanığın fiilinin 1-3 yıl hapis cezasını gerektiren TCK.nun 86/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturmaktadır.
2) Mahkemece TCK.nun 86/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken "suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, failin kastının ağırlığı gözönünde bulundurularak" gerekçesiyle alt sınır aşılarak 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmiştir.
Yerel mahkeme TCK.nun 61. maddesine göre temel cezayı belirlerken TCK.nun 61/1-a, e, d, f bentlerine dayanmış ve yasa metinlerini tekrar etmiştir.
Mahkemenin, temel cezanın belirlenmesinde gözönüne aldığı ölçütler dosyada mevcut bilgi ve belgelerle örtüşmemekte ve TCK.nun 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesine de uygun değildir.
Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının amacı ile sanık arasında uygun dengenin sağlanmasıdır. İki sınır arasında cezayı belirlemek hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nefaset kurallarına bağlı kalınması, keyfilikten kaçınılması ve gösterilen gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21.04.2015 tarih ve 2014/1-671 Esas, 2015/118 sayılı kararı ile birçok Ceza Genel Kurulu ve Daire kararlarında "kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi verilmiştir. Hakim temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçesinin TCK.nun 61. maddesine uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır." denilmek suretiyle temel cezanın belirlenmesinde gösterilen gerekçenin dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirme sonucu yeterli ve kanuni olması gerektiğini vurgulamıştır.
Sanığın, bulundurma ruhsatlı tabancası ile katılan mağdura birden fazla ateş etme imkanı bulunmakta iken ateş etmemesi ve pişmanlık duyarak katılanın tedavisi ile ilk baştan itibaren ciddi anlamda ilgilenmiş olması ve katılanda meydana gelen yaralanmanın niteliği gözönüne alındığında temel cezanın TCK.nun 61. maddesinde düzenlenen kıstaslar ve TCK.nun 3. maddesindeki ölçülülük ilkesine uygun olmayıp yetersiz ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi yasal değildir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 29.03.2018