11. Hukuk Dairesi 2019/778 E. , 2019/7464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/03/2017 tarih ve 2016/134 E- 2017/18 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 05/12/2018 tarih ve 2017/982 E- 2018/1485 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1970 yılında İtalya"da kurulan müvekkili şirketin süt endüstrisi, peynir üretim makineleri alanında faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin “CMT” ibareli markasının 04.08.2008 tarihinden itibaren OHIM nezdinde topluluk markası olarak tescilli olduğunu, müvekkilinin CMT markalı ürünlerinin 2011 yılından beri Türkiye"de de satışa sunulduğunu, davalının müvekkili ile özdeşleşen “CMT” ibaresini aynen kullanarak 06.01.2015 tarihinde yapmış olduğu 2015/00824 no"lu “CMT” ibareli marka başvurusunun 13.05.2016 tarihinde 7. sınıfta tescil edildiğini, müvekkili şirketin, tanınmış marka niteliğindeki “CMT” ibaresini kurulduğu günden bu yana gerek ticaret unvanının, gerekse markalarının esas unsuru olarak kullanması nedeniyle gerçek hak sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından “CMT” ibaresinin aynen iktisap edilmesinin iltibasa sebebiyet verme amacıyla kötü niyetle yapıldığını, her iki tarafın FOTEG 2015 fuarına katılarak karşı karşıya geldiklerini, dolayısıyla davalının müvekkilinden haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin “CMT” ibareli markası ile aynı olan davalı şirkete ait 2015/00824 sayılı “CMT” ibareli kötü niyetli marka tescilinin, iltibas/karıştırılma tehlikesine yol açacak nitelikte olması, haksız rekabet yaratması nedeniyle TTK"nın 54., 55/1-a-4. maddeleri ve 556 sayılı KHK"nin 42/1-a maddesi gereğince kapsadıkları tüm mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüklerine ve TPMK sicilinden terkin edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalarda ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının "CMT" ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğu, Türkiye"de fuara katılarak hizmet alış verişi yaptığı, markasını tanıttığı, 14.09.2015 tarihinde distribütörlük verdiği ve web tanıtımlarında "CMT" ibaresini kullandığı, "CMT" ibareli markasının 04.08.2008"den beri OHİM nezdinde 7 ve 11. sınıflarda kayıtlı olduğu, davalının ise, bu markayı faal olduğu sektör itibariyle bildiği, böylece başkasına ait olduğunu bildiği "CMT" ibaresini aynı sınıfta adına tescil ettirdiği, davalının basiretli bir tacir olarak Türkiye"de daha önce kullanıldığı ve tanıtıldığı anlaşılan "CMT" ibaresini aynı sınıf için kendi adına tescil etmekten kaçınması gerektiği halde, bu tescili yaptırmasının iyi niyetle bağdaşmadığı, MarkKHK kapsamında markanın hükümsüzlüğü sebepleri arasında kötü niyet bulunmamakla birlikte, TMK."nın 2. maddesi uyarınca tescilin hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tescilli "CMT" ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.