19. Hukuk Dairesi 2015/14501 E. , 2016/5253 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2015
NUMARASI : 2014/15-2015/406
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının müvekkili şirket hakkında iki adet 19.000,00 TL bedelli, bir adet 16.000,00 TL bedelli çekleri dayanak göstermek sureti ile toplam 54.000,00 TL üzerinden İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2013/14295 sayılı takip dosyasında takibe geçtiğini, takip dayanağı çeklerin aradaki ticari ilişki dolayısıyla verildiğini, müvekkili şirketin dava tarihi itibariyle davalı şirkete borcunun 24.292,10 TL olduğunu ileri sürerek, 29.708,00 TL borçlu olmadığının tespitine, % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının müvekkili tarafından kesilen 08.11.2013 tarihli, A631153 nolu fiyat farkı faturasını kabul etmediğini, ancak müvekkilinin bu faturaya ilişkin KDV ödemesini yapmak zorunda kaldığını, taraf defterlerinin incelenmesi ile bu durumun ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddi ile % 40 oranında tazminat istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında alım satıma yönelik bir ticari ilişki bulunduğu, takip ve dava konusu çeklerin de bu ticari ilişki nedeniyle verildiği, tarafların ticari defterleri arasında bulunan farkın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 32.488,46 TL bedelli fiyat farkı faturasından kaynaklandığı, söz konusu fiyat farkı faturasının davalı tarafından davacıya gönderilip tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı, bu sebeple fiyat farkı faturasının kabul edilemeyeceği, fiyat farkı faturasının kabul edilmemesi nedeniyle davacının davalı tarafa olan borcunun kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu üzere 34.294,16 TL olduğu, bunun üzerinde kalan bakiye miktar açısından takibin haksız olduğu, ancak davalının takip yapmakta kötüniyetli olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının dava konusu çekler nedeniyle davalıya 34.294,16 TL borçlu olduğunun fazlası kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında açıkça borçlu bulunmayan kısım yönünden hüküm kurulması gerekirken, mahkemece olumlu tespit biçiminde davacının borçlu olduğu miktara hükmedilmesi, borçlu olunmadığının tespitine karar verilen miktarın hükümde gösterilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.