Taraflar arasındaki “TPE YİDK kararının İptali ve marka hükümsüzlük” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. FSHH Mahkeme’since davanın reddine dair verilen 12.05.2009 gün ve 2007/227 E., 2009/119 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2011 gün ve 2009/12976 E., 2011/14580 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili müvekkilinin "KOSKA" markası ve "dede" figürü ile oluşturulmuş 81545, 2002/3455, 2003/23895, 2004/20459 ve 2004/9499 sayılı ve tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “Helvacı Dede + Şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE’ne başvuruda bulunduğunu, 2005/51346 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa özellikle "DEDE" figürü sebebiyle başvurunun itiraza dayanak markalar ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, kaldı ki davacı markalarının tanınmış marka olduklarını bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, 2007-M-5251 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri ayrı,ayrı markaların benzer olmadıklarını savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalı başvurusu ile davacı markalarının bağlantı ihtimali dahil karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer olmadığı, davacı markalarından tanınmışlığı kabul edilebilecek olan "Koska" markasının başvuru ile kıyaslanabilir hiç bir benzerlik içinde olmadığı, diğer davacı markalarının tanınmışlığı kanıtlanamadığı gibi, tanınmış sayılsalar dahi benzerlik bulunmadığından sonuca etkisi olmayacağı, başvuru bakımından KHK"nın 7/1-f bendi dahil mutlak ret nedenlerinin söz konusu olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı adına 1984/81545, 2002/3458,2003/23895,2004/20459,2004/9499 nolu 01,05,16,29,30,35-45. sınıflarda tescilli Dede Figürü ve KOSKA+ Dede Figürü” ibareli tanınmış nitelikteki markalar var iken, davalı şirketin kötüniyetle 2005/51346 numaralı “Helvacı Dede +şekil” ibaresinin tescili için davalı TPE’na müracaat ettiği, davacı tarafından yapılan itirazın TPE tarafından reddedildiği iddiasına dayalı olarak açılan TPE YİDK kararlarının iptaline, davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle, taraf markaları arasındaki markalarda yer alan sözcüklerin tamamen farklı olduğu, şekil unsurunun da markalarda farklı pozisyonda bulunduğu ve benzer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bir markayı oluşturan unsur, o markanın başka markalardan ayırt edilebilmesini sağlayan kelime, harf, sayı, şekil vb. işaretlerden oluşup, marka birden ziyade unsuru ihtiva ediyorsa, asıl unsuru markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüş ve ayırıcılığını vurgulayan imajda aramak lazımdır. Davacı adına 1984/81545 ve 2002/3458 nolu markalar tescilli olup, bu markalardan 1984/81545 nolu marka salt "kazan ve yaşlı adam" asıl unsurlu şekil markasıdır. Davalının markalarında yer alan kelime unsuru, davacı markasından farklı ise de, davacı markasında yer alan şekil unsuruna benzer şeklin dava konusu başvurularda da markanın asli unsuru olarak yer alması mahkemenin kabulünün aksine, markalar arasında 556 sayılı KHK"nin 8/1-(b) bendi anlamında iltibas veya iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik oluşturmaktadır. Çünkü, markalarda kullanılan "kazan ve yaşlı adam","terazi ve yaşlı adam" unsurları nedeniyle markayı oluşturan işaretleri bir bütün olarak algılayan, ancak markalardaki "yaşlı adam" şekillerinin detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında bir irtibat kurulması ve davacının markaları ile aynı seri içinde bir marka olarak algılanması dolayısıyla da karıştırma ihtimali mevcuttur. O halde mahkemece, davalı tarafın tescilini istediği markaların, davacının tescilli markaları ile iltibas tehlikesi yaratacağı tartışmasızdır. Ancak davalının önceden dava konusu markada yer alan şekil unsurunun davalı adına aynı/aynı tür emtialar için1996 yılından itibaren tescilli olduğu belirtildiğine göre davalının seri marka yaratma çabası içerisinde bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekmekle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/11.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, TPE YİDK (Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu) kararının iptali ve davalı markasının hükümsüz kılınması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.05.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.