Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlu şirket vekilinin, süresinde ödememe protestosu keşide edilmediğinden ciranta konumundaki müvekkili şirkete müracaat hakkının bulunmadığını, alacaklının yetkili hamil olmadığını, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradıktan sonra takibe başlandığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takip alacaklısı tarafından keşideciye ödememe protestosu çekilmediği ve protestodan sonra alacağın temliki hükmünde cironun bulunması gerektiği, takibin temlik alacaklısı sıfatıyla yapılmasının da söz konusu olmadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK.nun 690/1.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 626 ve 642/2 maddeleri uyarınca, muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir bonoya dayanarak hamilin lehtara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar olan borçluyu takip edemez. Bir başka ifade ile keşideci protesto edilmediği için hamil, lehtar cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder.
Aynı kanunun tahsil için ciro başlıklı 600.maddesine göre; ciro "Bedeli tahsil içindir", "Kabız içindir","Vekaleten" ibaresini veya sadece tevkili ifade eden diğer her hangi bir kaydı ihtiva ederse hamil, bonodan doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o bonoyu ancak tahsil cirosu şeklinde tekrar ciro edebilir. Yine TTK.nun 602.maddesinde ise; "Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir.
Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, keşideci şirketin yasal süresinde (02/06/2010) tarihinde protesto edildiği görülmektedir. Bu durumda, TTK.nun 626 ve 642/2. maddelerinde belirtilen lehtara müracaat için keşidecinin protesto edilmesi şartı gerçekleşmiştir. Hamilin müracaat hakkını kullanabilmesi için yeniden protesto keşide etmesi gerekmediğinden, mahkemenin bu yöndeki gerekçesi doğru değildir.
Mahkemenin alacağın temliki hükmünde bir cironun bulunmadığına ilişkin gerekçesinin değerlendirilmesine gelince;
Takip dayanağı senedin incelenmesinde; şikayetçi şirketin beyaz cirosunun senette yer aldığı ve ciroda TTK.nun 600.maddesinde belirtildiği şekilde tahsil cirosu olduğunun kabulünü gerektirecek bir ibarenin bulunmadığı, diğer bir anlatımla cironun temlik cirosu niteliğinde olduğu görülmektedir. Dosyada mevcut ödememe protestosundan, şikayetçi lehtar şirketin cirosunun TTK.nun 602.maddesi gereğince alacağın temliki hükmünde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, takip dayanağı bononun, lehtar şirketin alacağın temliki hükmündeki cirosu ile O. K."e, onun da aynı nitelikteki cirosu ile takip alacaklısına devredildiğinin kabulü gerekmekte olup, hamilin lehtar şirket aleyhine takip yapmasında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
O halde, yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece, dayanak bonoda lehtar olan borçlu şirketin, ödememe protestosu bulunmadığına ve alacaklının yetkili hamil olmadığına ilişkin şikayetinin reddi ile zamanaşımı itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.