Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/22710 Esas 2014/981 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/22710
Karar No: 2014/981
Karar Tarihi: 24.01.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/22710 Esas 2014/981 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, işçi davacının iş sözleşmesini haklı fesih sebepleri olmadan feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve fazla mesai alacaklarının tahsili için dava açmıştır. Davacı, restoran müdürünün şeref ve namusuna dokunan söz ve davranışları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının haklı nedenle müdürün davranışları nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, restoran müdürünün davacının şeref ve namusuna yönelik rencide edici söz ve davranışlarının ispatlanamadığını belirtmiş ve davacının iş sözleşmesinin feshinde haklı neden bulunmadığına karar vermiştir. Yargıtay'ın bu kararı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendine göre, şeref ve namusa dokunacak eylemin işveren veya işveren vekili tarafından gerçekleştirilmesi halinde iş sözleşmesinin haklı fesih imkanı verdiği ancak söz ve davranışın başka bir işçi tarafından gerçekleştirilmesi halinde haklı fesih imkanı vermediği hükmüne dayanmaktadır.
7. Hukuk Dairesi         2013/22710 E.  ,  2014/981 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Antalya 5. İş Mahkemesi
    Tarihi : 13/06/2013
    Numarası : 2012/429-2013/230

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, işveren yetkilisinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı ile fazla mesai alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçi tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (b) alt bendi gereğince, işverenin işçiye veya aile üyelerinden birine hakaret etmesi, sövme fiilini işlemesi, sarkıntılıkta bulunması, işçiye iş sözleşmesini haklı fesih imkânı verir. Şeref ve namusa dokunacak söz ve davranışların, işveren veya işveren vekili tarafından gerçekleştirilmiş olması hukukî sonucu değiştirmez. Bu eylemlerin Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil etmesi de şart değildir.
    İşçinin ya da ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak söz, davranış veya eylemin, işverenin diğer bir işçisi tarafından gerçekleştirilmiş olması, kural olarak işçiye iş sözleşmesini haklı fesih imkânı vermez. Ancak, şeref ve namusa dokunan söz ve davranışlardan haberdar olan işverenin, eylemin tekrarlanmaması yönünde gerekli önlemleri alması, işçiyi gözetme borcunun gereği olarak zorunludur.
    Somut olayda; davacı 28.03.2011 tarihli ihtarnamesinde fesih sebebi olarak restoran müdürünün şahsını hedef alan asılsız suçlamalarla şeref ve namusuna dokunacak tutum ve davranışları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirtmiştir. Yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanlarından, restoran müdürünün davacının şeref ve namusuna yönelik, rencide edici söz ve davranışlarının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Yine tanık beyanlarına göre, deneme amaçlı olarak masaya bırakılan 5 Euro paranın da davacının cebinden çıktığı anlaşılmaktadır. Davacının ihtarnamesinde belirttiği fesih nedenleri dikkate alındığında, dosya kapsamından, davacının iş sözleşmesinin feshinde haklı neden bulunmadığından, kıdem tazminatının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
    O halde davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 24/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.