11. Hukuk Dairesi 2019/1047 E. , 2019/7454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2016/415 E- 2017/518 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 22/11/2018 tarih ve 2018/511 E- 2018/1216 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının “Uno Davet” ibareli marka başvurusuna davalıların “Davet” ve “Torku Davet” markalarına ve benzerlik hukuki nedenine dayalı olarak yaptıkları itirazın davalı TPMK tarafından kısmen kabul edildiğini, bu karara vaki itirazlarının ise YİDK tarafından reddedildiğini, “Uno Davet” şeklindeki müvekkili markasının esas unsurunun “UNO” olduğunu, bütünlüğü itibariyle müvekkili markası ile davalılara ait “Davet” ve “Torku Davet” markaları arasında anlamsal olarak da hiçbir benzerlik bulunmadığını, “Davet” ibaresinin herkes tarafından kullanılmasının onun anlam itibariyle yeterli ayırt edicilik özelliğini yitirmesine sebep olduğunu ileri sürerek 2016-M-8838 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Nazlı Gıda A.Ş. vekili; müvekkilinin en önemli markalarından birinin de “DAVET” ibareli marka olduğunu, bu markayı şekerleme ve bisküvi sektöründeki faaliyetleri için tescil ettirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Konya Şeker A.Ş. vekili; davacı markasının müvekkili markalarıyla benzer olduğunu ve seri marka izlenimi verdiği için tüketici nezdinde iltibas tehlikesi bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; ‘’UNO DAVET’’ ibareli davacı marka başvurusu ile ‘’DAVET’’ ve ‘’TORKU DAVET’’ ibareli davalılar markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olduğu, ayn tür veya benzer mal veya hizmetler üzerinde kullanılması halinde markaların karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davacı marka başvurusu kapsamından çıkartılan mallar bakımından taraf markalarının mal ve hizmet listelerinin aynı tür emtialardan oluştuğu, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "UNO DAVET" ibareli davacı marka başvurusu ile "DAVET" ve "TORKU DAVET" ibareli davalılar markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olduğunun belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.