11. Hukuk Dairesi 2019/574 E. , 2019/7449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2017 tarih ve 2016/434 E- 2017/464 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/11/2018 tarih ve 2018/553 E- 2018/1236 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 35. Sınıfta 2014/47809 sayılı ile “2. YENİ YENİSİ KADAR İYİ” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalının bu başvuruya itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine başvurunun itiraza konu 2006/12154 sayılı “yenisi kadar iyi”, ve 2006/12153 sayılı “ÎKİNCİYENİ” markaları nedeniyle reddedildiğini, davalı firmanın müvekkilinin aktif bir şekilde kullandığı “2. YENİ’’ markasını etkisizleştirerek kendi seri markalarını yaratmaya çalıştığını, müvekkilinin de markasını güçlendirmek ve sınıflarını genişletmek amacıyla dava konusu marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin 2002/15887 ve 2011/99380 sayılı “2. YENİ markası nedeniyle kazanılmış hakkı bulunduğunu, müvekkilinin önceki tescilli markasının ayırt unsurunu değiştirmeden seri marka yaratma hakkı bulunduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin "İKİNCİ YENİ” markasını 06, 12, 16, 35, 36 ve 38. Sınıflardaki mal ve hizmetler için 20076/12153 sayı ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin yine ikinci el otomobillerin online açık arttırma yoluyla satışını gerçekleştirmek için “YENİSİ KADAR İYİ” ibareli markasını 35. 06 ve 38. Sınıflarda 2006/12154 sayı ile tescil ettirdiğini, ayrıca bu markaların birleşimi olan seri marka niteliğindeki "İKİNCİ YENİ YENİSİ KADAR İYİ" ibareli markasını 2013/23177 savı ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin “İKİNCİ YENİ”, “YENİSİ KADAR İYİ” ve “İKİNCİ YENİ YENİSİ KADAR İYİ” ibareli markalarının 35. sınıftaki hizmetler bakımından münhasır hak sahibi olduğunu, dava konusu markanın da aynı sınıflarda kullanılma üzere yapıldığını, markaların benzer ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, iş bu başvurunun müvekkili aleyhine muaraza yaratmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının "2.YENİ Yenisi Kadar İyi" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "YENİSİ KADAR İYİ" ibareli markası arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının "2.YENİ Yenisi Kadar İyi" ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının "YENİSİ KADAR İYİ" markasından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, diğer bir anlatımda davalının "YENİSİ KADAR İYİ" ibareli markalı hizmetten yararlanmak/satın almak isterken davacının "2.YENİ Yenisi Kadar İyi" ibareli markalı hizmeti satın almak/yararlanmak biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında işletmesel bağ olduğu algılaması oluşabileceği, her iki markanın aynı işletmenin markası ve idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu ve davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde müktesep-kazanılmış hak iddiasının ise önceki markalarda yer alan "2. yeni" ibaresi yanına "yenisi kadar iyi" şeklinde bir ibare de ekleyip önceki ve sonraki markanın farklılaştırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.