13. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2822 Karar No: 2017/7545 Karar Tarihi: 15.06.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/2822 Esas 2017/7545 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2017/2822 E. , 2017/7545 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, maliki bulunduğu binayı ... ... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davalıya devrettiğini, tapulu yerde ... Bakanlığının yayınladığı birim fiyatlara göre hesaplama ve ödeme yapılması gerekirken bu kurala uyulmadan hesaplama ve ödeme yapıldığını, bu hatanın giderilmesi amacıyla açtığı davada bedelin mahkemece 9.795,86 TL olarak belirlendiğini, taleple bağlı kalınarak 7.500,00 TL"ye hükmettiği, geriye 2.295,86 TL kaldığını, iş bu davada gerçek alacağının tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.295,86 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, karşılıklı sözleşme ile mutabakata varılan ve analiz raporuna göre belirlenen bedelin mahkemece tahsiline karar verildiğinden sonradan yapı bedelinin daha fazla olduğu iddiası ile dava açılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde davalıya devrettiği tapulu taşınmazında belirlenen bedelin düşük olduğunu, ... Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/248 Esas,2011/113 karar sayılı dosyası ile bedelin belirlendiğini iddia ederek eldeki davayı açmış, davalı ise sözleşme ile kararlaştırılan bedelin esas alınması gerektiğini savunmuştur. Her ne kadar mahkemece davalının sözleşme ile bağlı olduğu ve eksik kalan bedelin ödendiği gerekçesiyle dava red edilmiş ise de; eldeki dava daha önce verilen ve Dairemizce onanarak kesinleşen 2012/5157 esas 2012/7041 karar sayılı ilamı ile ilgilidir. HMK"nın 303. maddesine göre bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturulabilmesi için her iki davanın tarafları, dava sebepleri ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Kesin hüküm tarafları bağladığı gibi külli halefleri de bağlar. Somut olayda ilk davanın tarafları, sebepleri aynı ise de; eldeki dava ilk davadan sonra açılan konusu farklı ek dava niteliğindedir. Hal böyle olunca mahkemece, ilk davada verilen ve kesin hüküm konusu farklı olan eldeki dava için kesin delil niteliğindedir. Bu itibarla; ilk davada belirlenen taşınmaz bedelinden geriye kalan ve ödenmeyen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.