Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/6-1575
Karar No: 2013/732
Karar Tarihi: 22.05.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/6-1575 Esas 2013/732 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/6-1575 E.  ,  2013/732 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 14/02/2012
    NUMARASI : 2011/1051-2012/139

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 3.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2010 gün ve 2010/190-1348 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 06.07.2011 gün ve 2011/3003-7572 sayılı ilamı ile;
    “...Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince karşılıklı olarak temyiz edilmiştir.
    1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı vekili; tarafların 26.10.2008’den buyana evli olup, yaşanan bir tartışma sonrasında davalının, özel eşyaları ile birlikte kasada bulunan müvekkiline ait altın ve takıları alarak evi terk ettiğini ve bir daha geri dönmediğini belirterek, müvekkiline ait 275 adet küçük altın, 25 adet orta altın, 10 adet büyük altın, 4 adet ata lira, 15 adet bilezik, ve 4 adet sarı lira’nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile karşılığı olan 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise, talep edilen altınların nitelik ve adetlerinin fahiş olduğunu, müvekkilinin müşterek evden ayrılırken sadece kendine ait giyim ve ziynet eşyalarını aldığını, davacıya ait altınları götürmediğini, davacıya ait altınların evlilik birliği sırasında davacı tarafından kurulan şirkete sermaye olarak harcandığını ve araba alındığını, düğünde getirilen altınların tamamının geline mehir olarak bağışladığını ayrıca davetliler tarafından sandığa atılan altınların müşterek hediye olarak kabulünün gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı koca dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından müşterek konuttan ayrılırken götürüldüğünü ileri sürmüş, davalı kadın ise onun sadece kendisine ait ziynet ve özel eşyaları aldığını, davacıya ait ziynetlerin davacı tarafındın evlilik birliğinde bozulduğunu savunmuştur. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların davalı tarafından beraberinde götürüldüğünü, ispat yükü altındadır.
    Olayımızda, dosya kapsamına göre davalı kadının evi terk ettiği tarih itibariyle davacıya ait olduğu bildirilen ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğü dinlenen tanık beyanları ile ispat edilememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde “her türlü delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, dava konusu ziynet eşyalarının müşterek konuttan ayrıldığı sırada davalı tarafından götürüldüğü ve davalıda olduğu konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…”
    gerekçesiyle dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Taraf vekillerince
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, tarafların 26.10.2008’den bu yana evli olup, yaşanan bir tartışma sonrasında davalının, özel eşyaları ile birlikte kasada bulunan müvekkiline ait altın ve takıları alarak evi terk ettiğini ve bir daha geri dönmediğini belirterek, müvekkiline ait 275 adet küçük altın, 25 adet yarım altın, 10 adet büyük altın, 4 adet ata lira, 15 adet bilezik ve 4 adet sarı lira’nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile karşılığı olan 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, talep edilen altınların nitelik ve adetlerinin fahiş olduğunu, müvekkilinin müşterek evden ayrılırken sadece kendine ait giyim ve ziynet eşyalarını aldığını, davacıya ait altınları götürmediğini, davacıya ait altınların evlilik birliği sırasında davacı tarafından kurulan şirkete sermaye olarak harcandığını ve araba alındığını, düğünde getirilen altınların tamamının geline mehir olarak bağışladığını, ayrıca davetliler tarafından sandığa atılan altınların müşterek hediye olarak kabulünün gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının ziynet eşyalarını evlilik birliği içerisinde sattığı hususunun davalı tarafından ispatlayamadığı, davalının ortak kasada bulunan altınların bir kısmını almasının da hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, dolayısı ile ziynetlerin tamamını alıp götürdüğü gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın taraflarca temyizi üzerine Özel Daire’ce, metni yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçeler ile hüküm bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını taraflar temyize getirmektedir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ispat külfetinin hangi tarafta olduğu; burada varılacak sonuca göre davacı yanın davalıya yemin yöneltme hakkını hatırlatılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İfadesine yer verilmiştir.
    Bu düzenlemeye paralel bir düzenleme de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 190.maddesinde de; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
    Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” Hükmü bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı koca, davalı kadının müşterek haneyi terk ederken ortak kasada bulunan, düğünde kendisine takılan ziynetleri de alıp götürdüğünü iddia etmiş, davalı kadın ise, kasada kendi ziynetlerinin bulunduğunu, davacı kocanın ziynetleri evlilik birliği içerisinde sattığını savunmuştur.
    İspat yüküne ilişkin yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında, davacı kocaya ait ziynetlerin varlığını ve bunları evden ayrılırken davalı tarafından götürüldüğü vakıasının ispatı halinde bu durum davacı koca lehine hak çıkaracağından, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı tarafından götürüldüğünün ispat yükü de davacı koca üzerinde olması gerekir.
    Davacı, kendisine ait ziynetlerin davalı tarafından götürüldüğünü dosyadaki bilgi ve belgelere göre somut ve inandırıcı deliller ile ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı, dava dilekçesinde “her türlü delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır.
    Öyleyse mahkemece yapılacak iş davacıya, dava konusu ziynet eşyalarının müşterek konuttan ayrıldığı sırada davalı tarafından götürüldüğü ve davalıda olduğu konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
    Yerel Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın, ispat yükünün davalı kadında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aynı kanun uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi