Taraflar arasındaki “istirdat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 28.06.2011 gün ve E:2010/562, K:2011/368 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi"nin 15.02.2012 gün ve 2011/17413-2012/2878 sayılı ilamı ile;
(...Davacı, davalıdan 10.06.2008 tarihinde harici oto satış sözleşmesi ile araç satın aldığını, satış bedeli karşılığında davalı tarafa 30.05.2008 tanzim, 30.06.2008 vade tarihli 9250 TL bedelli bono verdiğini, 4.08.2008 tarihinde aracın üzerinde bulunan hacizler nedeni ile emniyetçe elinden alınarak yediemin deposuna alındığını, davalı tarafından senedin iade edilmediği gibi icra takibi başlattığını, mallarının haczedildiğini, ayıplı araç satan davalıya borcu olmadığı halde icraen ve haksız olarak ödeme yaptığını, takip konusu davalı alacağı nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitine, yaptığı 14947 TL ödemelerinin dava tarihinden faizi ile istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, istirdat davasının hak düşürücü süre yönünden reddini, senetin davacının delil olarak sunduğu sözleşme ile ilgisinin bulunmadığı savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- İİK 72/7. bendinde”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde içeriğine göre davacının icra takip dosyasına yaptığı son ödeme tarihinin belirlenerek taraflardan delilleri de sorularak istirdat davasının süresi içinde açılıp açılmadığı tartışılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)"nun 72/7.maddesine dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemenin, “...davacı tarafça yapılan ödemelerin tarihi göz önünde tutulduğunda, davalı alacaklı vekilinin davanın İİK"nun 72. maddesinde belirtilen 1 yıllık süre içinde açılmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı...” gerekçesiyle davanın kabulüne dair verdiği karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize, davalı vekili getirmiştir
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu"nun önüne gelen uyuşmazlık; İİK"nun 72/7.maddesi hükmü uyarınca açılan eldeki istirdat davasının yasal bir (1) yıllık süre içerisinde açılıp açılmadığı konusunda yerel mahkemece araştırma yapılması gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre, Eskişehir 6.İcra Müdürlüğü"nün 2008/4524 esas sayılı takip dosyasında borçlu-davacılar tarafından yapılan ödemelere ilişkin tahsilat makbuzlarının bulunduğu, anılan icra dosyasında borca mahsuben borçlular tarafından yapılan son ödeme tarihinin belirgin olduğu, anlaşılmaktadır.
Şu durumda, Yüksek Özel Daire"nin, davacıların icra takip dosyasına yaptığı son ödeme tarihinin belirlenerek taraflardan delilleri de sorularak istirdat davasının süresi içinde açılıp açılmadığı yönünde, araştırmaya yönelik bozmasına karşı, yerel mahkemenin direnmesi usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, eldeki istirdat davasının bir (1) yıllık süre içerisinde açılıp açılmadığı hususu ile işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daire"ye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, 6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.