8. Hukuk Dairesi 2014/2424 E. , 2015/7364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2013
NUMARASI : 2013/504-2013/611
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Alanya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/504 sayılı takip dosyasında yapılan 28.06.2013 günlü hacze konu mahcuzların davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlunun adreste gündelikçi olarak çalıştığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz adresindeki işyerinin borçlu tarafından işletilmekte olduğunu haciz mahallinde borçluya ait evraklar bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre; aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre haczin dayanak bonoda belirtilen adreste yapıldığı, haciz esnasında borçluya ait evraklar bulunduğu gibi borçlunun işyerine hakim şekilde işyerini idare ettiğinin gözlemlendiği, ispat külfetinin davacı üçüncü kişide bulunduğu davacının her zaman temini mümkün fatura ve vergi levhasına dayanmakta olup davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine ve davalı alacaklı yararına tazminata karar verilmiş; hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Mahkeme, üçüncü kişinin açtığı bu davayı reddederken dava değerinin %20’si oranında davalı alacaklı yararına tazminata da hükmetmiştir. İİK"nun 97/13. maddesi kapsamında, alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiası karşısında takibin durdurulması kararının verilmiş olması gerekir.
Somut olayda dava üçüncü kişi tarafından açılmıştır ve takibin durdurulması yönünde verilmiş bir tedbir kararı da bulunmamaktadır. Esasen anılan yasal düzenleme kapsamındaki tazminat kötü niyet değil gecikme tazminatı olarak nitelendirilebilir ve alacaklının takibin durması nedeni ile alacağına geç kavuşmasından kaynaklanan zararının karşılanması amacı ile özel olarak getirilmiş bir düzenlenmedir.
Bu nedenlerle alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal şartların oluşmadığı dikkate alınmadan yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Davacı üçüncü kişi vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle tazminat yönünden temyiz itirazının kabulüne ve hüküm fıkrasının 2.bendindeki “Mahcuzların değerinin % 20"si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin çıkartılarak yerine; “İİK’nun 97/13. maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına“ ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.