Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4607
Karar No: 2019/9025
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4607 Esas 2019/9025 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/4607 E.  ,  2019/9025 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı ve davalı ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.04.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davacı bankaya ticari kredi borçlusu ... Plastik Ürün. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Lokantacılık Yem. Hizm. Bes. Gıda. İnş. San. Tic. Ltd. Şti"nin kullandığı kredilerin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri olan ..., ..., ..., ..."ten Samsun 5. İcra Müdürlüğünün 2013/9609, Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2014/1594 ve 1599 sayılı dosyaları ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacaklı olduklarını, borçlu ..."in sahibi olduğu taşınmazların yakın akraba ve çalışan işveren ilişkisi içinde olduğu diğer davalılara satış suretiyle devrettiğini, satış sırasında gösterilen değerlerin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını ve düşük bir değerden alındığını belirterek dava konusu taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...; Taşınmazı 145.000,00 TL bedel ödeyerek Hacıbey"den aldığını, bu değerin piyasa değeri olduğunu, iyi niyetli olduğunu, bütün ödemeleri banka aracılığıyla yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Lokantacılık Şti. Vekili; yapılan satış işlemlerinin hukuka uygun gerçek iradeyi yansıtan işlemler olduğunu, bağışlama veya ivazsız devir yapılmadığını, kendisinin ve şirketinin maddi durumunun kötüye gitmesi sonucunda mal varlığının nakde çevirerek borcunu ödemek için taşınmazlarını satışa çıkardığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...;Acz vesikasının bulunmadığını, banka yoluyla ödeme yaparak gerçek değerinden taşınmazı satın aldığını, takip borçlusu ile arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi veya ticari faaliyetinin bulunmadığını, mal kaçırmak için hareket etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davacının ... aleyhine açtığı davasının reddine, Davacının diğer davalılar aleyhine açtığı davanın kabulü ile ... Lokantacılık ile ... arasındaki Kirazlık Mevkii 213 ada 1 nolu parselin ... Lokantacılık tarafından ..."a devrine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkin davanın kabulü ile Samsun 5.İcra Müdürlüğünün 2013/9609 sayılı icra takip dosyasındaki davacı alacak ve fer"ileriyle sınırlı olmak üzere 388.098,00 TL"nin davalı ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.
    Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar
    arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 20/09/2013 tarihinde 115.000,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından bu taşınmaz için 388.098,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... tapudaki bedel dışında 23/09/2013 tarihinde 125.000,00 TL, davalı borçlunun hesabına havale yaptığını belirterek bu konuda dekont örneklerini sunmuştur. Dairemiz uygulamasına göre bankadan havale edilen paranın borçluya ödenen para olduğu kabul edilerek bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
    Ancak; İİK"nun 280/son fıkrasında; ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili
    Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda; dosya kapsamındaki tapu kayıtlarından davalı borçlu ... Lok.Yemek.Hiz.Besicilik.Gıda.İnş.San.ve Tic.Ltd. Şti. adına kayıtlı dava konusu taşınmaz üzerinde dükkan olduğu anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporunda da; taşınmaz üzerinde ... Yemek Hizmetleri yazan bir işyeri bulunduğu görülmektedir. Buna göre; mahkemece tasarruf tarihinde taşınmaz üzerindeki işyeri devrinin İİK 280/3 gereğince ticari işletme devri olup olmadığı hususu karar yerinde tartışılmadan faaliyet ile ilgili gerekli araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 44,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi