19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3304 Karar No: 2020/9918 Karar Tarihi: 07.07.2020
5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/3304 Esas 2020/9918 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, Asliye Ceza Mahkemesi'nde verilen bir mahkumiyet hükmü ve nakil aracının iadesine ilişkin bir kararın temyiz davasıdır. Yargıtay, nakil aracının iadesine ilişkin mahkeme gerekçesini yerinde bulmuş ve itirazları reddetmiştir. Ancak, mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin sanık lehine olduğunu belirtmiş ve suça konu eşyanın gümrük değerinin tespit edilmesi gerektiğini ve ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının araştırılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, yerel mahkemenin yeniden değerlendirme yapması gerektiği kararına varılmıştır. Bu kapsamda, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi, 56/37 sayılı TCK'nın 54. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri ve 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenleme ile geçici 12. maddenin 2. fıkrası gibi kanun maddeleri de kararda geçmektedir.
19. Ceza Dairesi 2019/3304 E. , 2020/9918 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, nakil aracının iadesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle; 1-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA, 2-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise; Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri dosya bilirkişiye tevdi ve tespit edilmek suretiyle; 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 07/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.