14. Hukuk Dairesi 2017/1565 E. , 2018/343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.09.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ve konutta değer azalması nedeniyle tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu tescili yönünden dava sorasında tescilin rızaen yapılması nedeniyle konusuz kalan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, konutta tespit edilen 6.619,00 TL"lik değer azalması kabul edilerek bu bedele dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 15.09.2014 tarihli dilekçesi ile müvekkili ile davalı şirket arasında 801 ada, 6 parselde inşa edilecek olan gayrimenkulde A blok, 81 numaralı bağımsız bölümü satın almak için 21/03/2014 tarihinde 04559 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalı şirkete 267.397,50 TL bedeli ödediğini, taşınmazın teslim tarihinin 30/06/2014 olarak taahhüt edildiğini; ancak, dava konusu taşınmazın kullanıma hazır anahtar teslimi halinde olmadığının tespitini, satışı vaat edilen dairenin mevcut halinin, kullanılması gereken 1. sınıf malzeme kalitesi ve işçilik ile mukayese edilerek şimdilik 1.000 TL bedel indirimi tutarının belirlenerek şimdilik belirsiz alacak davası olarak tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 18/02/2015 tarihli ıslah dilekçesinde, dava konusu A blok, 81 numaralı dairenin davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Davacı vekili 01.03.2016 tarihli dilekçesi ile keşif raporunda 6.619 TL değer azalması olduğunun tespit edildiği ve 6502 sayılı yeni Yasanın geçici 1. maddesi 2/a"ya göre ayıp ihbarı zorunluluğu bulunmadığını, tapunun 15.05.2015 tarihinde davacıya verilmiş olup tescil talebinin konusuz kaldığını, ancak 6.619 TL bedel indiriminin yasal faizi ile davalıdan tahsili istenmiştir.
Davalı vekili davacının tapunun devri sırasında ödemesi gereken bedelleri bugüne kadar ödemediğini, davacının 25/07/2014 tarihinde taşınmazın teslim randevusuna geldiğini, konut teslim tutanağı ve ibranameyi imzaladığını, eksik gördüğü hususları da tutanağa genel olarak yazdığını, davacı tarafından tutanakla belirtilen eksikliklerin hiçbirinin bağımsız bölümün kullanımına engel hususlar olmadığını, tutanakta belirtilen eksikliklerin müvekkili tarafından giderildiğini ve geç teslim nedeni ile sözleşmede taahhüt edilen cezai şart ve rayiç kira bedelinin ödemesinin davacıya yapıldığını, taraflar arasında mevcut sözleşme 21.03.2014 tarihinde akdedilmiş olup Tüketici Kanununun yürürlük tarihinden önce olduğunu, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Geçici 1.maddesinde "...... bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır" hükmü gereğince teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmamış olması ve bu hususun keşif raporu ile doğrulanması sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ıslah yoluyla davaya konu taşınmazın tapusunun tescilini talep etmiş ise de dava sırasında tescilin rızaen yapılması nedeniyle konusuz kalan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, konutta tespit edilen 6.619,00 TL lik değer azalması kabul edilerek bu bedelin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... İnş. San. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16/1. fıkrasında; "20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile ...Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır." hükmü yer aldığı anlaşıldığından, mahkemece davalı şirketin 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince elkonulan şirketlerden olduğundan kayyım atanıp atanmadığı araştırılarak neticesine göre dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.