15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2541 Karar No: 2015/4894 Karar Tarihi: 08.10.2015
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/2541 Esas 2015/4894 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava, iş sahibi aleyhine yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, yüklenici tarafından eksik iş gördüğü iddiasıyla müvekkilinin borçlu bulunmadığını ileri sürmüştür. İcra dosyasındaki borçlu iş sahibi vekilinin beyanının bağlayıcı olup olmadığı tartışılmadan karar verilmesi hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur. Kararda, davacının dayandığı kanun maddeleri 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1. maddesidir. Bu kanun maddeleri, hakimlerin iki tarafın iddia ve savunmaları arasında karar vermelerini ve yasal istisnalar dışında diğer konularda karar vermelerinin mümkün olmamasını öngörmektedir.
15. Hukuk Dairesi 2015/2541 E. , 2015/4894 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Tarihi :22.10.2013 Numarası :2011/329-2013/415
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine yapılan ilâmsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı yüklenici tarafından Van 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3260 sayılı dosyasında yapılan icra takibi ile ilgili olarak, gerçekleştirilen imalât bedeli 143.621,35 TL iken, eksik yaptığı işe karşılık 653.538,80 TL hakediş düzenlendiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya bu miktarda borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 74 ve davanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26/1. maddesine göre; hakim Kanunda öngörülen istisnalar dışında iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm vermesi mümkün değildir. Öte yandan davalı yüklenici tarafından davacı aleyhine Van 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3260 sayılı dosyasında yapılan ilâmsız icra takibi üzerine borçlu yüklenici adına vekâleten Avukat N..Y.. icra müdürlüğüne verdiği 06.05.2009 tarihli dilekçesinde, takibe konu alacak miktarı 834.648,98 TL gösterilmiş ise de bunun 81.025,98 TL"lik kısmının ödendiğini, alacaklı şirkete teminat hariç 753.623,00 TL borç bulunduğunu, bu borcun ödenen kısmı ile bu miktara işletilen faiz miktarına itiraz etmiş, adı geçen icra müdürlüğünce de 14.05.2009 tarihinde takip itiraz edilen kısım yönünden durdurulmuş, itiraz edilmeyen miktara ilişkin olarak devamına karar verilmiştir. Mahkemece borçlu vekilinin icra müdürlüğüne verdiği bu dilekçenin niteliği borcu kabul beyanı niteliğinde ve davacı iş sahibini bağlayıcı olup olmadığı tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle az yukarıda sözü edilen icra dosyasına verilen borçlu iş sahibi vekilinin 06.05.2009 tarihli dilekçesi irdelenip borcu kabul niteliğinde olup olmadığı, bu beyanının borçlu iş sahibini bağlayıp bağlamadığı tartışılıp değerlendirilerek bağlayıcı olduğunun kabulü halinde davacının talebinin 653.538,80 TL olduğu gözönünde tutularak ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözönünde tutulmadan talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.