22. Hukuk Dairesi 2016/21649 E. , 2019/19573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar ... vekili ve ... İml. ve ...Mam. İnş. Yapım ve Onr. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait davalıya ait ... adlı işyerinde 11/10/2011 tarihinden itibaren beton işçisi olarak çalışmaya başladığını, son net ücretinin 870,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin12/03/2014 tarihinde davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işvereni olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının aynı işyerinde çalışan bir arkadaşı ile kavga ettiğini ve iş arkadaşına ağır küfür ettiğini, bunun üzerine aralarında husumet olduğunu ve davacının işe bir daha gelmediğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı ... (...) ile ... İml. ve ...Mam. İnş. Yapım ve Onr. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafta iradî değişiklik” başlığını taşıyan 124. maddesine göre; “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.”
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde ... (...)’e husumet yöneltmiş, ancak Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının celbi üzerine, aslında davayı ... ve Suat Keser aleyhine açmış ise de yanıldığını beyan ederek HMK’nın 124. maddesine göre taraf değişikliği yapmıştır. Mahkemece yargılama hem ... hem de ... aleyhine sürdürülerek sonuçlandırılmıştır. Mahkemece, iradi taraf değişikliği yapılması halinde, aleyhine husumet yöneltilen taraflardan birinin taraf olmaktan çıkartılması gerektiği gözetilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, dava ...’e karşı açılmış ise de, davalı ... Karo İml. Ve ...Mam. İnş.Yapım Ve ...İth.İhr....Ve Tic.Ltd.Şti’nin müdürü Suat Keser ortağı ise ...’dir. Öncelikle açıklanan yasal düzenlemeye göre, şirket yerine şirket ortağına husumet yöneltilmesinin kabul edilebilir yanılgı sayılıp sayılmayacağı belirlenmeli; oluşacak sonuca göre de hasım olmaktan çıkarılan taraf aleyhine hüküm kurulamayacağı göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmadan karar başlığında iki ayrı davalıya yer verilmesi hatalıdır. Hüküm yerinde alacakların ‘davalıdan tahsiline’ dair karar verilmesi ise infazda tereddüt oluşturacak bir başka çelişkili yöndür. Temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-İş sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı bir başka uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının bir başka işçiye küfür etmesi ve saldırması sebebiyle davacı ile anılan işçi arasında husumet oluştuğunu, davacının işyerini terk edip bir daha işe gelmediğini, böylece iş sözleşmesinin davacı tarafından eylemli olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiği kanaatine varılarak, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı hüküm altına alınmış ise de, öncelikle iş sözleşmesini fesheden tarafın doğru olarak belirlenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında feshe yönelik yazılı bir delil bulunmamaktadır. Davacı tanıkları, davacı ile dava dışı işçinin küfürleştiğini ve araya girerek ayırdıklarını, dava dışı işçinin ‘ya o ya ben “ dediğini, bunun üzerine işverenin davacıyı çıkarıp 15 gün sonra çağırırız dediğini, ancak işe başlatmadığını ifade etmiştir. Davalı tanıkları ise davacının dava dışı işçiye küfür ettiğini gördüklerini tarafları ayırdıklarını, davacının dava dışı işçinin ailesine küfür ettiğini, bunun üzerine aralarında tartışma çıktığını, davacının da bir daha işe gelmediğini ifade etmiştir. Mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeden iş sözleşmesinin işverence feshedildiği sonucuna varılmış ise de, davacı tanıklarından Serdar Arslan’ın fesih konusunda görgüye dayalı bilgisi yoktur. ...’un ise işveren aleyhine dava açtığı kendi beyanı ile sabittir. Her iki taraf tanıklarının ortak anlatımlarına göre, davacı ile dava dışı işçi arasında tartışma çıktığı ve tarafların küfürleştiği uyuşmazlık dışıdır. Bu halde, dosya kapsamına, olayın oluşuna ve özellikle davalı tanıklarının anlatımına göre iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedildiğinin kabulü gerekir. Davacı taraf, feshin haklı sebebe dayandığını tanık anlatımları ile ispatlayamamıştır. Dosya kapsamında feshin haklı bir sebebe dayandığını ispata yarar başka bir bilgi veya belge bulunmadığı dikkate alındığında, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından eylemli olarak feshedildiği, feshin haklı bir sebebe dayandığının davacı tarafça ispat edilemediği kabul edilmelidir. Bu halde davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile aksi yönde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
4-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı bir başka uyuşmazlık konusudur.
Davacının fazla çalışma iddiasını tanık anlatımları ile ispat ettiği kabul edilerek, bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımlarının ortalaması alınarak davacının haftada 6 gün 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığı, günde 1 saat ara dinlenmesi kullanarak haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir. Ancak davalı taraf, ...’un husumetli olduğunu, anılan tanığın anlatımına itibar edilemeyeceğini ileri sürmüş olup, mahkemece bu savunmaya değer verilmeden hüküm kurulması yerinde değildir. Bu halde, gerekirse tanığın işveren aleyhine açtığı davaya ait dosya incelenerek, davacı ile menfaat birliği içinde hareket edip etmediği açıklığa kavuşturulmalı, tanığın menfaat birliği içinde olduğunun anlaşılması halinde sadece ...’ın anlatımına itibar edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.