Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/280
Karar No: 2015/4887
Karar Tarihi: 08.10.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/280 Esas 2015/4887 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edilmiştir. Temyiz itirazları reddedilerek hükmün onanması ve 107,35 TL temyiz ilam harcının davalıdan alınması kabul edilmiştir. Ancak, KDV alacağına ilişkin usulüne uygun bir dava açılmadığı ve sözleşmedeki tarihin kesin vade niteliği taşımadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece sadece faiz alacağına hükmedilmesi gerektiği belirtilirken, KDV alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca ihtar aranmaz ve vadenin gelmesi temerrüt için yeterlidir. Ancak kesin vade niteliği taşımayan bir tarihin faize başlangıç yapılarak davanın kısmen kabulü doğru olmamıştır. Kararda, HMK'nın 26. maddesi de belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi         2015/280 E.  ,  2015/4887 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
    Tarihi :21.05.2014
    Numarası :2011/425-2014/133

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 107,35 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    -KARŞI OY YAZISI-

    Dava dilekçesinde 29.086,00 TL faiz alacağının KDV"si ile birlikte tahsili istenmiş, mahkemece dava kısmen kabul edilerek 2.229,33 TL faiz alacağına ve 401,28 TL KDV alacağına hükmedilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda uyuşmazlık iki noktada toplanmaktadır.
    Birinci uyuşmazlık konusu KDV alacağı yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunup bulunmadığı noktasındadır. Dava dilekçesinde 29.086,00 TL faiz alacağının KDV"si ile birlikte tahsili istenmiş, harca esas dava değeri 29.086,00 TL olarak gösterilmiş ve bu değer üzerinden harç yatırılmıştır. Harcı yatırılan değer faiz alacağına ilişkin olup KDV"yi kapsamamaktadır. KDV alacağı yönünden harç yatırılmadığı gibi sonradan harç ikmâli de yapılmamıştır. Bu nedenle KDV alacağı yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir davanın varlığı kabul edilemez. Mahkemece HMK"nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak yalnızca faiz alacağı ile ilgili hüküm kurulması, KDV alacağı ile ilgili hüküm kurulmaması gerekirken talebin aşılarak KDV alacağıyla ilgili hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    İkinci uyuşmazlık konusu ise, yanlar arasındaki sözleşmenin 7.2. maddesindeki düzenlemenin kesin vade niteliğinde olup olmadığı, maddede belirtilen tarihlerin faize başlangıç yapılarak bu tarihler ile ödeme tarihleri arasındaki gecikme nedeniyle davacının faiz alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
    Sözleşmenin 7.2. maddesinde ödemelerin yüklenicinin banka hesabına yapılacağı ve projelerin onanmasında gecikme olması halinde iş sahibinin ödemeleri geciktiremeyeceği belirtilerek ödeme tarihleri şu şekilde düzenlenmiştir.
    “.....Peşinat %20 :38.000 YTL
    Avan Proje onayında %20 :38.000 YTL
    1/50-1/100 ölçekli uygulama projelerinin tesliminde %20 :38.000 YTL
    İmalat detay projelerinin tesliminde %20 :38.000 YTL
    İhale dosyasının tesliminde %20 :38.000 YTL........”
    Borcun ifa edileceği gün sözleşmeyle tayin edilmişse mücerret o günün hitamı ile borçlu kendiliğinden mütemerrit olur. Borçlunun temerrüde düşmesi için ayrıca ihtar aranmaz. Vadenin gelmesi temerrüt için ihtarın yerini tutar. İfa gününün muayyen (belirli) sayılabilmesi için sözleşme tarihi itibariyle takvime bakıldığında ifanın en geç hangi tarihte yapılacağının her türlü tereddütten uzak bir şekilde açık seçik belli olması veya borçlunun bu tarihi kat"i bir şekilde hesaplayabilir olması gerekir. Örneğin sözleşme tarihini izleyen 20 nci günde borç ifa edilecek gibi. Bu örnekte sözleşme tarihi belli olduğundan bu tarihe 20 günün ilavesiyle ifa günü kesin olarak hesaplanabilecektir. Şayet hesaplamaya esas alınan tarih sözleşme tarihi itibariyle belli değilse, örneğin, ödemenin faturanın düzenlenmesini takip eden 20 nci günde yapılacağı kararlaştırılmış, ancak faturanın hangi tarihte kesileceği belirtilmemişse kesin vadenin varlığından söz edilemeyecektir.
    Somut olayda, bilirkişiler uygulama projelerinin davalıya 09.07.2010 tarihinde teslim edildiğini belirleyerek üç, dört ve beşinci taksitlerin vadesini 09.07.2010 olarak tespit etmişler, bu taksitler 44 gün gecikmeyle 03.09.2010 tarihinde ödendiğinden 2.229,33 TL gecikme faizi hesaplamışlar, mahkemece de bu miktar faiz alacağına hükmedilmiştir.
    Projelerin teslim edileceği tarihler sözleşmede açıkça belirtilmediğinden, projelerin hangi tarihte teslim edildiği dosyada mevcut deliller incelenmek suretiyle bilirkişilerce belirlendiğinden kesin vadenin bulunduğu kabul edilemez ve proje teslim tarihi faize başlangıç yapılamaz. Borcun ödendiği tarihten önce davalının yöntemine uygun ihtarla temerrüde düşürüldüğü de davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda faiz alacağına ilişkin davanın tümden reddi gerekirken, kesin vade niteliği taşımayan bir tarihin faize başlangıç yapılarak davanın kısmen kabulü doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşlerine iştirak etmiyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi