Esas No: 2022/7792
Karar No: 2022/16063
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/7792 Esas 2022/16063 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/7792 E. , 2022/16063 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Konak İlçesi, 1. Karataş Mahallesi 598 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen bir kısmına yol olarak el atıldığını bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/374 Esas, 2019/522 Karar sayılı dava dosyasında davacılar dava dilekçesinde; dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından fiilen yol yapılmak suretiyle el atıldığını bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Konak Belediye Başkanlığının görev ve yetki alanında kaldığını, ilçe belediyelerinin görev ve yetkileri sorumluluğunda olduğunu, idareleri tarafından fiilen el atmanın gerçekleştirilmediğini, taşınmaza fiilen el atma bulunmadığından belediyeye husumet yöneltilemeceğini, bu nedenle öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve birleştirilen davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava ve birleştirilen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, raporlara karşı itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazın arşiv incelemesinde Mithatpaşa caddesininde bulunan kısmının 1972 yılından beri yol olarak var olduğunun açık ve net bir şekilde tespit edildiğini, ancak mahkemece bu tespitler yokmuş gibi fiili el atma tarihinin 1983 sonrası olduğuna dair hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporundaki somut emsal mukayesesinin denetime elverişli olmadığını, somut emsalin yapılaşma, ulaşım imkanları bakımından dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunu, bilirkişilerce yapılaşmanın tamamlandığı görülmüş olunmasına rağmen, değer azalışının hesaplanmamış olmasının hatalı olduğunu, imar uygulaması ile mevcut tecavüzün ortadan kalkacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve taşınmazın el atılan kısmının bedeli üzerinden davacıların paylarına düşen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; emsal seçiminin hatalı olduğunu, emsalin hiçbir şekilde dava konusu taşınmaza uygun olmadığını, aynı konumda bulunan komşu parseller için daha az değer biçildiğini, dava konusu taşınmaza 1972 yılından önce fiilen el atıldığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362/1-a maddesi gereğince, miktarı ve her paydaş için değeri 107.090.00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak bölge adliye mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu nedenle davalı idare vekilinin birleştirilen dosya yönünden temyiz dilekçesinin reddine, karar verildikten sonra;
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu İzmir İli, Konak İlçesi, 1. Karataş Mahallesi 598 ada 22 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın fiilen el atılan kısmının bedelinin davalı idareden tahsiline, dosya içerisindeki cevabi yazılar ile aynı caddeye cepheli bitişik taşınmazlara ilişkin dava dosyalarında taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının kabul edildiği gözetilerek; dava konusu taşınmaza da 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının kabulü ile nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.