17. Hukuk Dairesi 2016/19856 E. , 2019/9006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R -
Davacı vekili; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalılardan ... ’in maliki olduğu diğer davalı ... ’nin sevk ve idaresindeki kamyonun, tam kusurlu şekilde dava dışı ... sevk ve idaresi altında bulunan çekici ile dorseye çarpması sonucu 16/12/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı ... ’nin kullandığı araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, ameliyatlar geçirdiğini ve malul kaldığını, 10 ay boyunca yataktan hiç kalkamadığını ve yardımcı tutmak zorunda kaldığını, ilaç ve tedavi masraflarını kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, madden ve manen büyük bir yıkım yaşadığını beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 15.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 10.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili; 6111 Sayılı Kanun uyarınca trafik kazalarından kaynaklanan tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmesi gerektiğini, bakıcı giderlerinin tedavi giderleri kapsamında sayılması nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hatır için taşınması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; olayda hatır taşıması olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24.03.2016 tarihli dilekçesi ile tedavi giderleri yönünden talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı ... davalı ... sürücüsü olduğu araçta hatır taşıması nedeniyle bulunduğu dikkate alınarak, 73.197,00-TL maddi tazminatın davalılar ... , ... ve ... Sigorta A.Ş."den olay tarihi olan 16/12/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme bir şekilde tahsil edilerek davacı ... ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı ..."nin sürücüsü olduğu araçta hatır taşıması nedeniyle bulunduğu dikkate alınarak, 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."den olay tarihi olan 16/12/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme bir şekilde tahsil edilerek davacı ..."a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, dair verilen karar süresi içerisinde taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesi uyarınca ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücreti takdir edilmiş olmasına göre, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıda (4) numaralı bendin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda mülga 818 Sayılı BK"nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim
yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi,indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, açıklanan ilkelere ve Yargıtay"cada benimsenen oranlara göre fazla olacak şekilde hatır taşıması nedeni ile %25 oranında indirim uygulanmıştır. Hatır taşıması nedeni ile %20 oranında indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Yine ıslah durumunda da, ıslah ile istenilen tazminat için de davadan önce başvuru varsa bu başvurudan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihinden temerrüt faizi uygulanması gerekir.
Somut olayda, davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava ve ıslah dilekçesinde istenen miktara, sigorta şirketi yönünden de kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından mahkemeye hitaben yazılan 24.11.2014 tarihli yazıda davacı tarafından yapılan herhangi bir başvuru bulunmadığı belirtilmiş olup davacı tarafından da başvuruda bulunulduğuna dair belge sunulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Davalı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu tutulmadığı halde manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/4. maddesinde ise; "Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." hükmü yer almakta olup; maddi ve manevi tazminat talepleri açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmek gerekirken maddi ve manevi tazminat yönünden bir ayrım yapılmaksızın toplam değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.