Esas No: 2022/5428
Karar No: 2022/16170
Karar Tarihi: 16.11.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/5428 Esas 2022/16170 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Samandağ'da bulunan taşınmazların tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonucu zarara uğrayan davacılar, tazminat talebiyle dava açtı. İlk derece mahkemesi kısmen kabul etti ancak istinaf incelemesi sonucu davalı Hazine yönünden reddedildi. Davacılar yönünden kısmen kabul edilerek karar düzeltilip yeniden verildi. Ancak Yargıtay, değer belirlemedeki birçok hata sebebiyle hüküm bozuldu. Bu hatalar şunlardır:
1- Taşınmazın değeri dava tarihine göre belirlenmeliydi ancak tapu kaydının kesinleşme tarihi esas alınarak değer belirlendi.
2- Bilirkişi raporunda esas alınan emsal taşınmazın değerlendirme tarihine ait imar durumu net olarak belirlenmediği için eenli rapor verildi.
3- Asıl ve birleştirilen dava tek bir hukuki nedene dayalı olduğu için davacılar lehine tek vekalet ücreti takdir edilmeliydi ancak ayrı ayrı takdir edildi.
TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazine tazminattan sorumlu tutulmalıdır.
HMK'nın 371. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı bozmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Birleştirilen Samandağ 2. Asliye Hukuk Mahk. 2016/158 Esas, 2016/169 Karar
MAHKEMESİ : Samandağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava ve birleştirilen dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince asıl ve birlerleştirilen davaların kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacılar yönünden ise kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Hatay İli, Samandağ İlçesi, Çiğdede Mahallesi 1172 ve 1657 parsel sayılı taşınmazların davacılar murisi ... tarafından 07.11.1970 ve 23.05.1974 tarihlerinde satın alındığı, Hazine tarafından açılan dava sonucunda Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/391 Esas, 2006/72 Karar sayılı ilamı ile kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verildiği, kararın 14.05.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 12.05.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçeye göre; TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazinenin tazminattan sorumlu tutulması doğru olduğu gibi, arsa niteliğindeki Hatay İli, Samandağ İlçesi, Çiğdede Mahallesi 1172 ve 1657 parsel sayılı dava konusu taşınmazlara emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yasa hükümlerine uygundur. Ancak,
1- Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerekirken, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi esas alınarak değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,doğru olmadığı gibi,
2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın değerlendirme tarihine ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3- Dava konusu taşınmaz tek olup asıl dava ile birleştirilen dava tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacılar lehine toplam bedel üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi hükmünün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 16.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.