11. Hukuk Dairesi 2019/539 E. , 2019/7422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/03/2018 tarih ve 2016/725 E- 2018/280 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin temyiz isteminin reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/12/2018 tarih ve 2018/1888 E- 2018/1225 K. sayılı ek kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, genel kurulda faaliyet raporunun ve finansal tabloların müzakeresi sırasında detaylı inceleme taleplerinin ve özel denetim talebinin oy çokluğu ile haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafça özel denetim talep hakkının şartlarından biri olan şirketin veya pay sahiplerinin esas sözleşme ihlal edilerek zarara uğratıldığı iddasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2019 tarih, 2018/1888 E. 2018/1225 K. sayılı kararı ile 6102 sayılı TTK’nin 440/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilinin temyiz yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, 10.12.2019 tarih, 2018/1888 E. 2018/1225 K. sayılı ek karar ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine ilişkin kararın kesin olduğu gerekçesiyle HMK’nin 346/1 maddesi gereğince davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince temyiz isteminin reddine ilişkin olarak verilen ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, Anonim Şirkette pay sahibinin özel denetim istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK 440 maddesinde "mahkemenin, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını vereceği, mahkemenin istemi yerinde görmesi durumunda, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendireceği, mahkemenin kararının kesin olduğu" düzenlenmiştir.
Madde metninde de açıkca ifade edildiği üzere mahkeme kararının kesin olması, mahkemece özel denetçi atanmasına karar verilmesi, davanın kabulü durumu için düzenlenmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü dışında bir karar verilmesi halinde kararın kesinliğinden sözedilmesi, T.C. Anayasası"nın 36. maddesinde ifade edilen adil yargılanma ve hukuki güvenlik hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiğinden, verilen karar niteliği itibari ile temyizi kabil bir karardır.
İlk Derece Mahkemesincee davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 11.10.2018 tarihli kararla, ilk derece mahkemesi kararının kesin olduğundan bahisle istinaf başvurusunun usülden reddine karar verilmesi yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2018 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, uyuşmazlığın esası incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2018 tarihli kararının bozulması gerekirken, yazılı şekilde Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2018 tarihli ek kararının onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.