Esas No: 2020/5023
Karar No: 2020/4964
Karar Tarihi: 02.10.2020
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/5023 Esas 2020/4964 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I-TALEP :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2020 tarih 2020/46519 sayılı yazısı ile; Terör örgütü propagandası yapmak suçundan sanık ..."in, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun 7/2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43/1. maddeleri gereğince 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2018/209 esas, 2019/169 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında 01/08/2016 ila 15/05/2017 tarihleri arasında işlediği terör örgütü propagandası yapmak suçundan Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 28/05/2018 tarihli ve 2018/10588 soruşturma sayılı iddianamesiyle açılan kamu davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2018/209 esas, 2019/169 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine hükmedildiği, ancak sanık hakkında 08/09/2015 ila 22/10/2016 tarihleri arasında işlediği terör örgütü propagandası yapmak suçundan Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2019 tarihli ve 2019/101 soruşturma sayılı iddianamesiyle de Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/26 esasına kayden dava açılmış olduğu, işbu dosyanın Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş ise de, Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının daha önce karara çıkartılmış olduğunun anlaşılması üzerine, Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının 2019/290 esasına kaydedildiği ve halen derdest olduğu, buna göre 08/09/2015 ila 22/10/2016 tarihleri arasında işlenen suçların 28/05/2018 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukukî kesinti oluşmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilerek 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanmak suretiyle cezanın tayini gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2018/209 esas, 2019/169 sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 16/04/2020 gün ve 94660652-105-72-21412-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY ;
26.01.2018 tarihli ihbarda belirtilen sosyal medya hesabının kullanıcısı olduğunun belirtildiği 25.02.2018 tarihli açık kaynak inceleme ve değerlendirme tutanağı ile facebook adlı sosyal medya sitesinde "seveyimmileeseni" url uzantılı “...” adlı hesaptan PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve halkı devlet aleyhine kin, düşmanlık ve eylemlerde bulunmaya sevk ettiği ekran görüntüleri de alınmak sureti ile 25.02.2018 tarihi itibari ile de halen bulunduğu belirtilen 01.09.2017, 15.05.2017,30.08.2016, 23.12.2016 ve 01.08.2016 tarihli paylaşımlarda bulunduğuna dair yapılan soruşturmada, kollukta müdafii istemediğini beyanla 01.03.2018 tarihinde verdiği ifadesinde, hesabın kendisine ait olduğunu ve bir kısım paylaşımları yaptığını hatırlamamakla birlikte, 23.12.2016 tarihli paylaşımı yaptığını, 30.08.2016 tarihli paylaşımı yaptığını hatırlamadığını ancak dinlemiş olabileceğini beyan eden sanık hakkında, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 28.05.2018 tarihinde tanzim olunan 2018/10588 soruşturma, 2018/2536 esas ve 2018/553 iddianame nolu, "2016 ve 2017 yılları"nın suç tarihi olarak belirtildiği görülen iddianamesinde özetle, facebook adlı sosyal medya hesabından herkese açık şekilde 15.05.2017, 30.08.2016, 23.12.2016 ve 01.08.2016 tarihlerinde yaptığı paylaşımlara istinaden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği de belirtilerek, 3713 sayılı TMK"nun 7/2-1 ve 2 cümle, 5237 sayılı TCK"nın 43, 53 maddelerince cezalandırılması istenilmiştir.
Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli iddianamenin kabulüne dair kararına istinaden mahkemenin 2018/209 esasına kayden yapılan kovuşturma neticesinde, iddia makamının 3713 sayılı TMK"nın 7/2-1 ve 2 cümle, 5237 sayılı TCK"nın 43/1, 53/1 maddelerinden cezalandırılmasına yönelik mütalaası kapsamında, müdafii talep etmediğini, önceki ifadelerini tekrarla doğru olduğunu, hesabın kendisine ait olduğunu, ..."ın kod adı olduğunu, paylaşımların tamamını kendisinin yaptığını, kürtlere yapılan zulümler nedeni ile kendisini ifade etmeye çalıştığını, iki kürt vatandaşın kafasına sıkılırak şehit edildiğini, sorulduğunda Sakarya ve Düzce"de 5, 6 ay önce öldürülen iki kişiyi kastettiğini, Kürdistan"ın Türkiye dışında kurulmasını kasdettiğini, beraatine karar verilmesini aski takdirde lehe hükümlerin uygulanmasını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının olduğunu ve son sözünde pişman olduğunu, Kürdistan"ın ülke içerisinde kurulmasını istemediğini zaten Barzani"nin başında olduğu ülkenin Kürdistan olduğunu beyan eden sanığın, örgüt propagandasını yapma suçunu işlediği anlaşıldığından, 3713 sayılı TMK"nın 7/2-2 cümle, 43, 53 maddelerince 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı ile belirlenen yerlere belirtilen süreler dahilinde düzenli olarak başvurmak adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına ayrıca Batman 1 Sulh Ceza Hakimliğinin 2010/607 esas ve 2012/243 karar sayılı dosyasından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden ihbarda bulunulmasına dair istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile 02.05.2019 tarihinde tefhim olunan hükümle karar verilmiştir.
Suç tarihlerinin 05.08.2016-15.05.2017 arası olarak belirtildiği Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/209 esas 2019/169 karar sayılı 02.05.2019 tarihli kararı süresinde istinaf edilmediğinden 10.05.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
24.10.2019 tarihli infaz kurumu aracılığı ile Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği dilekçesi ile yargı paketi kapsamında yapılan değişikliklere istinaden hakkında lehe olan maddelerin uygulanarak tahliyesine karar verilmesini talep eden sanığın istemi, Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca görüldüsü yapılan 28.10.2019 tarihli ek kararı ile süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvuru yapmaması nedeni ile reddedilmiş ve infazın aynen devamına itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. 31.10.2019 tarihinde sanık ek kararı tebliğ almıştır.
30.10.2019 tarihli Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesine ve aynı tarihli Batman 1 Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere sunduğu dilekçeleri ile de sanık istinafa başvurması gerektiğini bilmediğinden itirazda bulunmadığını, yapılan düzenlemelerden faydalanmak istediğini, yeniden yargılanarak hükmün infazının durdurulmasına ve tahliyesine karar verilmesini, 05.11.2019 tarihli Batman 1 Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere sunduğu dilekçesi ile de son yargı paketine istinaden temyiz hakkının verilerek infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmesi üzerine Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli kararı ile 05.11.2019 tarihinde yapılan itiraz kapsamında verilen ek kararda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden dosyanın itiraz merciine gönderilmesine karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısının 18.11.2019 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine karar verilmesine yönelik mütalaasının teminine müteakip yapılan inceleme neticesinde, Batman 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 21.11.2019 tarih 2019/1078 değişik iş sayılı kararı ile ek kararda belirtilen gerekçeler yerinde görülerek itirazın reddine kesin olarak oybirliği ile karar verilmiş ve karar 12.12.2019 tarihinde sanık tebliğ almıştır.
Bu süreçte ayrıca;
PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün sosyal paylaşım siteleri üzerinden propagandasını yapan şahısların tespitine yönelik İl Jandarma Komutanlığı tarafından hazırlanan 12.12.2018 tarihli açık kaynak araştırma raporu ile facebook adlı sosyal medya paylaşım sitesinde "mehmet.esmer.33633" url uzantılı ... adlı hesaptan "18 Aralık 2015, 16 Aralık 2015, 14 Aralık 2015, 01 Aralık 2015, 08 Eylül 2015, 21 Kasım 2015, 14 Haziran 2015, 14 Haziran 2015, 10 Eylül 2015, 22 Ekim 2016, 22 Ekim 2016, 30 Ağustos 2016, 21 Ağustos 2016, 07 Mart 2016, 07 Mart 2016, 01 Şubat 2016, 21 Ocak 2016, 28 Aralık 2015, 22 Şubat 2015, 26 Ocak 2015, 20 Mayıs 2015, 18 Aralık 2015, 22.02.2012" tarihleri arasında 23 adet halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici ve örgüt propagandası olacak şekilde paylaşımlarda bulunulduğunun tespiti üzerine yapılan tahkikat kapsamında, İl Jandarma Komutanlığında şüpheli sıfatı ile müdafii istemediğini beyanla 20.12.2018 tarihinde alınan ifadesinde, ekran görüntüleri ile kendisine gösterilen paylaşımlara yönelik olarak, 6 yıldır tespiti yapılan facebook adresini kullandığını, kendisine ait olduğunu, paylaşımları kendisinin yaptığını ve paylaşımların bir kısmını o dönemde PKK ideolojisini savunduğundan ve örgüte sempati duyduğundan yaptığını beyan eden sanık hakkında, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2019 tarihli 2019/101 soruşturma, 2019/141 esas, 2019/31 iddianame numaralı, "2012-2015-2016
yılı"nın suç tarihi olarak belirtildiği, terör örgütü propagandası yapmak suçundan tanzim olunan iddianamesi ile 16.12.2015, 14.12.2015, 08.09.2015, 22.10.2016, 30.08.2016, 21.08.2016, 07.03.2016, 07.03.2016, 01.02.2016, 21.03.201, 28.12.2015, 26.01.2015, 18.12.2015, 22.02.2012 tarihlerinde yapmış olduğu paylaşımlarına istinaden, 3713 sayılı TMK. m. 7/2-1 ve 2.cümle, 5237 sayılı TCK m. 43/1, m.53 maddeleri gereğince cezalandırılması istenilmiştir.
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2019 tarihli iddianamenin kabulüne dair kararı üzerine mahkemenin 2019/26 esasına kayden yapılan kovuşturma kapsamında, 30.04.2019 tarihinde sanığın yokluğunda yapılan duruşmada, UYAP sisteminde Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/209 esas sayılı dava dosyasında aynı suçtan yargılandığının anlaşılması nedeni ile iddia makamının zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi ihtimaline binaen, Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin mezkur dosyasıyla birleştirilmesine dair mütalaası kapsamında, aralarında şahsi hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, terör örgütü propagandası yapmak suçundan zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile 5271 sayılı CMK"nın 8 ve devamı maddeleri gereğince her iki kamu davasının 2018/209 Esas sayılı dosyası üzerinden birleştirilmesine yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir.
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.04.2019 tarih 2019/26 esas ve 2019/214 karar sayılı gerekçeli kararına yönelik UYAP sisteminde yer alan modüllerde ve gerekçeli kararın evrak işlem kütük bilgilerinde yapılan incelemede; gerekçeli karar dokümanının 02.05.2019 tarihinde oluşturulduğu ve 09.05.2019 tarihinde de imzaların tamamlandığı, mahkemesinden dosyaların birleştirilmesine yönelik muvafakat istenildiğine dair bir müzekkerenin bulunmadığı görülmüştür.
Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/209 esas sayılı dosyası, duruşmanın yapıldığı tarihte derdest olmasına rağmen, 02.05.2019 tarihinde karara çıkmıştır.
Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/209 esas sayılı dosyasının karara çıktığının UYAP sorgulamasından anlaşılması üzerine mahkemenin 2019/290 esasına kaydı yapılan dava dosyasında 12.11.2019 tarihli duruşmada, hesabın kendisine ait olduğunu, 2016-2019 yılları arasındaki paylaşımları kendisinin yaptığını, 2012-2015 yıllarındaki paylaşımların ise hattı kaybolduğundan kendisi tarafından yapılmadığını, hesabının kapalı olduğunu, bu kapsamda bir şikayette bulunmamış ise de sonrasında hesabının açıldığını, daha önceki paylaşımları gördüğünü, sildiğini düşündüğünü ancak silinmemiş olabileceğini müdafii eşliğinde alınan savunmasında beyan eden sanığın, iddia makamının mütalaasında 3713 sayılı TMK"nın 7/2-1 ve 2 cümle, 5237 sayılı TCK"nın 43/1, 53/1 hükümleri gereğince cezalandırılmasınının istenildiği, mahkemenin "Daha önce mahkememizin 30/04/2019 tarih, 2019/26 Esas, 2019/214 Karar sayılı ilamı ile sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi açısından dosyanın Batman 3. ACM"ye 2018/209 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Batman 3. ACM"nin 02/05/2019 tarih, 2018/209 Esas, 2019/169 Karar sayılı ilamı ile silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı TMK"nın 7/2, 7/2-2.cümle, TCK"nın 43.maddesi gereğince 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına
karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştirildiği ve infaza gönderildiği, ancak mahkememiz iş bu dosyasına konu paylaşımların Batman 3.ACM"nin bu dosyasına konu paylaşımlar ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu sebeple Batman CBS"ye müzekkere yazılarak CMK"nın 309 vd maddeleri gereğince kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği yönünde ihbarda bulunulmasına, aşamalardan mahkememizin haberdar edilmesine," karar verilmiştir.
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli müzekkeresi ile Batman Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması üzerine, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2019 tarihli 5271 sayılı CMK"nın 309 ve devamı maddeleri gereği, sanık hakkında yapılan yargılama ile ilgili kanun yararına bozma şartları oluşmadığından kanun yararına bozma yoluna gidilmemesi yönünde görüş yazısının teminine müteakip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 02.05.2019 tarih 2018/209 esas ve 2019/169 karar sayılı kesinleşmiş ilamın kanun yararına bozulmasının istenilmesi Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.04.2020 tarihli yazısı ile istenilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen teselsül hükümleri uygulanarak verilen ve kesinleşen mahkumiyet hükmüne esas teşkil eden, aynı suç işleme kararı kapsamnda farklı tarihlerde işlendiği kabul edilen eylemlerin işlendiği dönemde gerçekleştirildiği iddiasıyla farklı bir eylemi konu alarak açılan ikinci davanın, ilk dava ile birleştirilmesi imkanı kalmadığında mahkemenin ne tür bir karar vermesi gerektiği ve buna bağlı olarak teselsül hükmünün yeniden uygulanması ve cezanın artırılması için kesinleşen hükmün kanun yararına bozma yasa yoluna konu olup olamayacağına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez. Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Dairemizce çözülmesi gereken sorun; teselsül hükümleri uygulanarak verilen ve kesinleşen mahkumiyet hükmüne esas teşkil eden, aynı suç işleme kararı kapsamnda farklı tarihlerde işlendiği kabul edilen eylemlerin işlendiği dönemde gerçekleştirildiği iddiasıyla farklı bir eylemi konu alarak açılan ikinci davanın, ilk dava ile birleştirilmesi imkanı kalmadığında mahkemenin ne tür bir karar vermesi gerektiği ve buna bağlı olarak teselsül hükmünün yeniden uygulanması ve cezanın artırılması için kesinleşen hükmün kanun yararına bozma yasa yoluna konu olup olamayacağına ilişkindir.
Somut olayda, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 28.05.2018 tarihli iddianamesi kapsamında 05.08.2016-15.05.2017 tarihleri arasında facebook adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeni ile Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 02.05.2019 tarihli, 2018/209 esas ve 2019/169 karar sayılı kararı ile hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sureti ile mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında, bu kez Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2019 tarihli iddianamesi ile 22.02.2012- 22.10.2016 tarihleri arasında bir başka url adresi ile adına açtığı facebook hesabından yaptığı paylaşımlara istinaden açılan ve 30.04.2019 tarihinde yapılan UYAP sorgulamasında derdest olması nedeni ile zincirleme suç hükümleri yönünden değerlendirmek üzere Batman 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/209 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dava dosyasında, birleştirilen dosyanın 02.05.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından teselsül hükümlerinin tatbiki için kesinleşen hükmün kanun yararına bozulması istenmektedir.
Ayrıntıları, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20.04.1999 tarih ve 61/74 sayılı kararında açıklandığı üzere, ilk mahkumiyet hükmünde TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen teselsül uygulanmasına rağmen daha sonra aynı suç işleme kararı kapsamında ve aynı dönemde ve fakat farklı tarihlerde işlendiği kabul edilen teselsüle dahil eylemlerin ortaya çıkması durumunda, sanığın teselsül kapsamında değerlendirilmesi gereken eylemi/eylemleri nedeniyle müstakilen ayrıca cezalandırılma imkanı bulunmamakta ise de fiiller etkisini ceza üzerinde göstereceğinden, önceki hükümde ceza teselsül nedeniyle azami hadde kadar artırılmamışsa belirlenecek cezanın, artırım oranı daha fazla tutulmak suretiyle tespit edilmesi ve verilecek cezadan, daha önceki ceza mahsup edilerek sonuç ceza belirlenmelidir. Kesinleşen ilamda belirlenen ceza teselsül nedeniyle azami hadde kadar artırılmışsa ikinci hükmü kuracak olan mahkeme, zincirleme suçun varlığını kararda tespit etmekle yetinip ceza verilmesine yer olmadığına karar vermelidir.
Birleştirme imkanı bulunmayan derdest davada ortaya çıkan iş bu sorunun olağan yargılama sürecinde çözümü mümkün olduğundan incelemeye konu kesin hükmün kanun yararına bozma yasa yoluna konu olamayacağının kabulü gerekmekle istemin reddine karar verilmelidir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2020 tarih 2020/46519 sayılı Kanun yararına bozma isteğinin tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.