
Esas No: 2018/664
Karar No: 2019/2161
Karar Tarihi: 01.04.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/664 Esas 2019/2161 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı ... ile 2007 yılından bu yana evli olduğunu, her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, davacı ile davalı evleneceği zaman davalının davacıdan kendisini evlilik süresi içerisinde emekli etmesini ve bir de kendisine otomobil almasını istediğini, bu sözüne karşılık kendisine güvence verilmesini istediğini, davacının da sadece imza atmış olduğu diğer unsurları tamamen boş olan 1 adet senedi 2007 yılında davalıya verdiğini, evlilik birliği devam ederken davalının senetteki imza dışında bulunan diğer bütün unsurları kendisi doldurarak ... 1. İcra Müdürlüğü 2014/8223 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, senet karşılığında davalının hiçbir para vermediğini iddia ederek borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, üzerindeki yazıların ise müvekkili tarafından doldurulduğunu, ancak kambiyo senedinin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının bunu yazılı delille ispatı gerektiğini, davacının dava dışı kişilere sürekli borcu olduğunu, eve sık sık icra geldiğini, bu dönemde davalının davacıya çok kez nakit para verdiğini, davalının 1997 yılından beri çalıştığını ve birikim yaptığını, davacının talebi üzerine davalı kendi ziynet eşyalarını ve daha önce biriktirmiş olduğu paraları davacıya verdiğini, davacının icra takibinden sonra iş yerine giderek borcu kabul ettiğini ancak ödemede kolaylık istediğini beyan ettiğini, sonrasında bu davayı açtığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamaya göre, davacının dava konusu senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiği, tarafların evli oldukları, davacı tanıklarının duruşmadaki beyanlarının taraflardan duyuma ve özellikle davacı tanığı ... " ün beyanının görgüye dayalı olduğu ve tanıkların dava konusu senedin davacı tarafından davalının sigorta primlerinin ödenmesi ve davalıya araba alınmasının teminatı olarak davalıya boş olarak verildiği, davalı tanığı ..." un beyanında davacıyı doğruladığı, davalının düplik dilekçesinde, evlendikten sonra işten ayrıldığını ve davacının kendisine araba satın aldığını beyan ettiği, davalının SGK primlerinin kendisi tarafından ödendiğine ilişkin savunmasının bulunmadığı, tarafların 2007 yılında evlendiği, bu tarihten itibaren 2014 yılı 5. Ayına kadar davacının sigorta primlerinin davacı tarafından ödendiği, davacının teminat senedi düzenlemesi neden olan asıl borç edimlerini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. HMK 201. maddesi gereğince, “ Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” gereğince, dava konusu senet tutarı bahsi geçen maddedeki istisna kapsamında kalmadığından ve tarafların HMK 203. maddesinde açıklanan yakınlık ilişkisi bulunsa bile akdi ilişki senede bağlandıysa buna karşı ileri sürülen iddia ve savunmaların senetle ispatı gerektiğinden, bu hususta tanık beyanına başvurulamayacak olması gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.