
Esas No: 2017/1514
Karar No: 2018/321
Karar Tarihi: 16.01.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1514 Esas 2018/321 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile miras payı oranında tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 22.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... ve ilgili kişi ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Dava tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu dükkanın bulunduğu taşınmaz hakkında arsa sahipleri ile davacının ve davalının eşinin babası ..."ın kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, ..."ın binanın karkası dahi yapılmadan 1999 yılında vefat ettiğini, kalan inşaatın davacı ve davalının eşi tarafından tamamlandığını, dava konusu taşınmazın davacının babasının taşınmaz arsa sahipleri ile yapmış olduğunu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince hak ettiği dükkan olduğunu; ancak, dükkanın taşınmaz üzerindeki kat karşılığının inşaat tamamlandığında tapuda kat irtifakı kurulurken 2005 yılında kat irtifakı işlemi ile birlikte davalıya satış gösterildiğini, bu tescilin yolsuz tescil olduğunu, satın alan davalı bu satış karşılığı hiç bir bedel ödememiş olduğunu, satıcı kişiler de bu satış karşılığı bir bedel almış olmadığını, bu dükkanın davalının eşi ile müvekkilinin ortak murisleri ..."ın olduğunu, ..."ın vefatı ile inşaatın vergi kayıtlarının SSK kayıtları Belediye imar dosyasındaki işlemler müvekkil ..."a devir edildiğini, inşaatın ...ın vefaatı ile oğulları tarafından tamamlandığını, davalı ..."ın ev kadını olup dükkan alacak gelirinin bulunmadığını, murisin ölümünden sonra mülkiyet gibi zilyetlik de diğer mirasçılara intikal ettiğini, taksim olmadığı takdirde bir mirasçının zilyetliğini diğer mirasçılar adına sürdürüldüğünü, taşınmazın ortak miras bırakan ..."dan kaldığı sabit olduğundan müvekkilinin miras hisseleri oranında tapunun iptali ile davacı adına tescilinin gerektiğini, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile miras hissesi oranındaki bedelin tarafına ödenmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kat karşılığı inşaat sözlşemesinin geçersiz olduğunu taşınmazın davalı tarafından resmi senet ile satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece kısa kararı veren hakim ve gerekçeli kararı yazdıran hakimin farklı olduğu anlaşıldığından, bu durumun sebebini gerekçeli kararda belirtilmesi gerekirken belirtilmemesi doğru görülmemiştir.
Dava konusu taşınmaz hakkında resmi olmayan 24.06.1992 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Her ne kadar kat karşılığı inşaat sözleşmesi resmi şekil şartına tabi ise de, taraflar edimlerini yerine getirmiş ise sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
269 ada 66 parsel 20 numaralı bağımsız bölüm arsa sahiplari tarafından davalı ..."a tapuda resmi senet ile devredilmiş olup, ... yüklenici olduğu iddia edilen ..."ın mirasçılarından biri olan ..."ın eşidir. Dosyaya sunulan basit yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın davacı yükleniciye kalan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye kalan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde yüklenici ..."ın tüm mirasçılarının hak sahibi olacağının gözetilerek, davalı ..."ın TMK 1023 maddesi uyarınca hukuki korumadan yararlanıp yararlanmayacağı belirlendikten sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme
kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanması düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.