11. Hukuk Dairesi 2019/490 E. , 2019/7417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/11/2017 tarih ve 2016/216 E. - 2017/609 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/12/2018 tarih ve 2018/407 E. - 2018/2106 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı keşideci şirket tarafından dava dışı lehtar Üç-Erk İnş. Taah. Ltd. Şti. lehine keşide edilen Vakıfbank Erzurum/... Şubesi"ne ait 14.04.2015 keşide tarihli, 55.000,00 TL bedelli çekin ticari ilişkiye binaen ciro yoluyla ve lehtar şirket tarafından davacıya devredildiğini, söz konusu çekin taraflar arasındaki cari hesaba borç olarak kaydedildiğini, davalı şirketin çek bedelinin ödeneceğine dair taahhüdü uyarınca dava konusu çeklerin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğini, dava konusu çeke ilişkin borcun halen ödenmediğini, davalı şirkete noter acılığıyla gönderilen 04.12.2015 tarihli ihtara rağmen ödeme süresi olarak belirtilen 7 gün içinde ödeme yapılmadığını, lehtar şirket aleyhine cari hesap ilişkisine dayalı olarak başlatılan icra takibi uyarınca da çek bedelinin tahsil edilemediğini, davalının çek nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek 55.000,00 TL"nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 11.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının keşideciye başvurabilmesi için çek keşidesine neden olan temel ilişkinin tarafı olması gerektiğini, somut olayda davacının temel ilişkinin tarafı olmadığını, dava konusu çekin müvekkili ile dava dışı lehtar şirket arasındaki ticari ilişki uyarınca keşide edildiğini, ancak dava dışı lehtarın taraflar arasındaki ilişki uyarınca çekinverilmesine sebep olan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çeklerin bedelsiz kaldığını, bu nedenle davalının zenginleşmesi gibi bir durum olmadığını, davalı hesaplarında çek bedelinin ödenmesini sağlayacak para bulunmasına rağmen davacı şirketin çeki süresinde ibraz etmemekle kötü niyetli davrandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, TTK 732. maddesi kapsamında davacının bu davayı açmakta haklı olduğu, keşideci davalının sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamadığı, davacının da dava konusu çeki halen elinde bulundurduğu ve gerek lehtardan gerekse de keşideciden tahsilat yapamadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile 55.000,00 TL alacağın 11.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce, davacının yetkili hamil olduğu, davanın süresinde açıldığı, dava dışı lehtar ile keşideci arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı def"ilerin çeki iyi niyetle iktisap eden hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.817,78 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastdan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.