12. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/13185 Karar No: 2018/9332 Karar Tarihi: 08.10.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/13185 Esas 2018/9332 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2018/13185 E. , 2018/9332 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibin kesinleşmesinden sonra 3 yıl süre ile herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığını ileri sürerek zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği mahkemece; şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren (münfesih) şirketin, yargılamanın tarafı olmak ehliyeti bulunmamaktadır. Davadan önce veya dava devam ederken tüzel kişiliğin son bulması halinde, davaya devam edilmesine imkan yoktur. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu hususu resen göz önünde bulundurması zorunludur. Ticaret sicilinden terkinin, tüzel kişinin bizatihi kendisi hakkında sonuç doğurabilmesi için Ticaret Sicili Gazetesinde ayrıca ilanına da gerek bulunmamaktadır. Zira kural olarak yasada öngörülen istisnalar haricinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan kurucu değil, bildirici bir etkiye sahip olup, üçüncü kişilere karşı değişikliğin hüküm ifade ettiği tarih, ilan tarihine göre belirlenir ise de, tüzel kişinin kendisi yönünden değişikliğin hüküm ifade etmesi ilan şartına bağlanamaz. Ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsilinin hukuken olanaklı olmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, hukuki işlem tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan diğer bir ifadeyle hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesinin de söz konusu olamayacağı hususları dikkate alındığında, tüzel kişiliği sonra eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanabilme ehliyeti son bulacağından, yargı merciileri nezdinde temsil edilmesi ve yargılamaya taraf olmasının da mümkün olamayacağı açıktır. Somut olayda; ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 27/06/2018 tarih ve 84329644/75405-137601 sayılı yazısı ile eklerinin incelenmesinde, şikayetçi ...Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7. maddesine göre 18/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiği,bu aşamadan sonra şirketin ihya edildiğine dair herhangi bir kaydında yer almadığı görülmüştür. Hal böyle olunca; şikayetçi şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığından ve bu durum mahkemece re"sen gözetilmesi gerektiğinden, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.