8. Hukuk Dairesi 2014/23588 E. , 2015/7317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ....... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 13.03.2014 gün ve 416/103 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.03.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 2586 ada 9 parsel sayılı arsa üzerindeki tek katlı gecekondunun ........... adına tescil edildiğini, ..........."ün taşınmazı 1989 yılında davacı ..."e sattığını, bedelini nakten aldığını, o tarihten beri davacının oturduğunu açıklayarak bu gecekondunun adına tahsis edilmesini ve arsanın bedelinin tespit edilerek rayiç bedelini ödeyeceğinden mahkemenin takdirine binaen gecekondunun davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, tapu tahsis belgesi yok veya iptal edilmiş ise davanın redde mahkum olduğunu, ayrıca koşullardan birinin de rayiç bedelin ödenmesi olduğunu, bu bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi gerektiğini açıklayarak reddi savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, ..... ....... mahallesi 2586 ada 9 parselin davalı Belediyeye ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... Belediyesi vekili tarafından davanın kabulü için taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin belirlenerek hükümden önce mahkeme veznesine veya tevdi mahalline yatırılması gerektiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava konusu 2586 ada 9 parsel tapuda ....... Belediyesi adına kayıtlı olup, beyanlar hanesinde şagil olarak davacının murisi ve eşi ...... görünmektedir. Yine dosyada bulunan ..... Belediyesi"nin ..... nolu imar adası yapı sahipleri listesinde 8.sırada 188,13 m2 alanlı parsel olarak İbrahim Büyükçakmak"ın ismi bulunmaktadır. Dosya arasındaki mirasçılık belgesinden davacının murisi ......
......"ın 31.05.2012 tarihinde öldüğü, davacı dışındaki diğer mirasçılarının davacının açtığı davaya muvafakat ettikleri, davacı adına tescile onay verdikleri, yazı cevaplarından ise .... ilçesi ...... mahalle gecekondu önleme bölgesinde bulunan eski 1211 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kaçak gecekondu için ........... adına 2981 sayılı İmar Affi Kanunu"ndan yararlanmak amacıyla 12.08.1983 tarih ve 5139 sayılı Form dilekçe ile ...... Belediyesi"ne müracaatla bulunulduğu ancak Tapu Tahsis Belgesinin alınamamış olduğu, Üsküdar Belediyesi"nce bölgenin Islah İmar Planlarının hazırlatılarak 1989 yılında onaylandığı ve buna bağlı olarak tapu tescil işlemlerinin de tamamlandığı, yapılan inceleme sonucunda, ........... adındaki kişiye ait gecekondunun, Islah İmar planında konut alanında kalan ve mülkiyeti Hazine, kullanım hakkı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı adına kayıtlı olan yeni 2586 ada 9 parsel sayılı ve 184,97 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde kalmakta olduğu, tapu-tescil aşamasında hazırlatılan şagil listelerinde parsel şagilinin İbrahim Büyükçakmak olarak göründüğü hususlarının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasa"nın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Kanunda yazılanlar dışındaki diğer kişilerin İmar Affı Kanunu"na dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, 3290 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanımıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 sayılı Kanunun 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
Bu genel açıklamalardan sonra, dava dilekçesi, dosya kapsamı, yazı cevapları ve temyiz dilekçesi ile Yargıtay duruşmasındaki davalı vekilinin açıklamalara göre tahsis belgesi ve satın alma nedeniyle davacı lehine tapu iptali ve tescil koşulları bakımından ihtilaf olmayıp taraflar arasındaki ihtilaf, davacı adına tescile karar verilmesi için davacının taşınmazın rayiç değerini yatırması gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır. Bu bakımdan diğer koşulların davacı lehine gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Mahkemece, davacının murisi İbrahim Büyükçakmak tarafından bedelin ödendiğinden hareketle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Davacı ... tarafından dava dilekçesinde "...bu arsanın bedelinin tespit edilerek rayiç bedelini ödeyeceğimden mahkemenizin takdirine binaen adı geçen taşınmaz gecekondunun adıma tapuya tescil edilmesine..." 18.06.2013 tarihli dilekçede ise "...bu taşınmazın bilirkişilerin fiyatı da tespit edilip parasını Milli Emlak"a ödemeyi taahhüt ederim,benim bu gecekondudan başka mülküm yoktur..." şeklinde beyanda bulunulmuştur. Bu beyanlar Mahkemeyi bağlamaktadır. Bu nedenle davacının, dava dilekçesi ve 18.06.2013 tarihli dilekçesindeki beyanları gözetilerek davanın niteliği itibarıyla tapu tahsis belgesine konu taşınmazın (arsa) uzman bilirkişi tarafından belirlenen dava tarihi itibarıyla rayiç değeri 184.970 TL.nin davalı belediyeye ödenmek üzere hükümden önce davacı tarafından mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo ettirilmesi gerekirken, davacının bedeli ödemeye dair taahhüdü içeren beyanları gözden kaçırılarak, arsa bedeli ödenmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine,
taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 3.159,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.