14. Hukuk Dairesi 2017/2412 E. , 2018/315 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tespit istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.01.2017 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 16.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ve asli müdahil vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, yapı ortaklığına kabul nedeniyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek 24.250,00 TL ödeme yapıldığının tespiti taleplerine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı müteahhit ...’den 783 ada 533 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen D blok 8 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını belirterek ve tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek 24.250,00 TL ödeme yapıldığının tespitini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, harici satışa değer tanınamayacağı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davası reddedilmiş, ikinci kademedeki istek yönünden davacının geçersiz sözleşme gereğince davalıya 20.06.2008 tarihi itibariyle 24.250,00 TL ödemiş olduğunun tespitine dair verilen karar Dairemizce 25.02.2014 tarih 2013/15219 Esas, 2014/2437 Karar sayılı ilamıyla “ ...783 ada 533 parsel üzerinde kat irtifakı kurulmadığından, yerinde yeniden keşif yapılarak ve taşınmaza ait tasdikli projelerden yararlanılarak taşınmazda kat ittifakı kurulacakmış gibi her bir bağımsız bölüme dağıtılacak arsa payları inşaatçı ve mimar bilirkişilere hesaplatılmalı, bu hesaplama sonucu dava konusu bağımsız bölüme isabet edecek arsa payı bulunmalı, hesaplanacak arsa payı davalının arsa payından düşerek davacı adına tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasındaki sözleşmenin temlik işlemine konu işin bedeline ilişkin 7. maddesinde “maliyetler Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünün belirlediği fiyatlardan % 25 daha düşük olacaktır” hükmü ile bilirkişilerin 12.01.2009 tarihli raporlarında yaklaşık maliyet değerinin 33.432,81 TL olarak belirlenmiş olduğu hususu ile ödeme tutarının 24.250,00 TL olarak iddia edildiği hususları da göz önünde bulundurularak eksik ödenen miktar var ise bu bedelin de depo edilmesi sağlanmalıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ve asli müdahil vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; Dairemizin bozma kararı sonrasında yapılan yargılama genel mahkeme sıfatıyla yürütüldüğü anlaşılmıştır. Davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Dairemizin bozma ilamından sonra davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakıldığı anlaşıldığından mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ve asli müdahile verilmesine, 16.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.