Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2329
Karar No: 2018/314
Karar Tarihi: 16.01.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2329 Esas 2018/314 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/2329 E.  ,  2018/314 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.04.2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve tespit talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.01.2017 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... muhtarı ve davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı ... Köyü muhtarı ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Dava, 129 parsel sayılı mera cinsli taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve taşınmazın tamamının kullanım hakkının davacı köye ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Davalı köy vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.09.2016 tarihli 2016/1848 Esas, 2016/7823 Karar sayılı ilamı ile "...Temyiz edilen kararın gerekçesinde, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları yer almadığı gibi keşif mahallinde dinlenilmeyen ve ilgisi tespit edilemeyen ...ve davacı tanığı olarak ...isimli şahıslar dinlenilmiş gibi yazıldıktan sonra mahalli bilirkişilerin dava konusu yerin davalı köyün kadimden beri kullanıla gelen merası olduğunu beyan ettikleri belirtilmiş ise de hükmün sonuç kısmında davanın kabulüne karar verilmiştir. Görüldüğü üzere hüküm gerekçesi kendi içerisinde müphem ve çelişkili olduğu gibi gerekçeyle hüküm sonucu arasında çelişki bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı köy vekili temyiz etmiştir.
    Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
    Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.
    Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
    Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
    Mahkemece yapılacak keşifte; tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir.
    Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 09.12.1976 tarihli 17405 sayılı kararın gerekçe kısmında davacı ve davalı köyün ...yaylasını müşterek olarak kullandıklarını Haziran 15"te her iki köyün de adı geçen yaylaya çıkmakta ve eylül ayı başlarında yayladan inmekte oldukları ihtilaflı bölgenin hiçbir köyün mera ihtiyacını karşılayacak nitelikte ve büyüklükte olmadığı belirtilmiştir. Yine mahkemece 11.06.2015 tarihinde yapılan keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ..., ..., ... dava konusu taşınmazda hem davacı köy hem davalı köyün hayvanlarının otlatıldığını gördüklerini beyan ettiklerinden 17405 sayılı kararın gerekçesinde her iki köyün müşterek kullandığı belirtilen ... yaylasının dava konusu yayla olup olmadığı mahkemece yeniden keşif yapılmak suretiyle tespit edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Ayrıca, davacı köy ve davalı köyün hayvanlarının dava konusu taşınmaz dışında başkaca yararlanacak meralarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi