Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/306
Karar No: 2013/698
Karar Tarihi: 15.05.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/306 Esas 2013/698 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/306 E.  ,  2013/698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
    TARİHİ : 25/09/2012
    NUMARASI : 2011/45-2012/47

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince;
    DAVA : Dava dilekçesinde, davacıya idari para cezası kesildiği ve Sulh Ceza Mahkemesi"nde yapılan itiraz üzerine iptal kararı verildiği; ancak, istemi kabul edilen davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmediği; bu yöne ilişkin olarak, Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde yapılan itirazın da reddedildiği; bu durumun, açıkça hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek; takdir edilmesi gereken 550,00-TL avukatlık ücretine hükmedilmesi talep olunmuştur.
    CEVAP :Cevap dilekçesinde, sorumluluk koşullarının gerçekleşmediği savunulmuştur.
    GEREKÇE : Dava, hakimlerin hukuki  sorumluluğuna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasa"da da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir. 
    Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgu; iptal isteminin kabul edilmesine rağmen avukatlık ücreti takdir edilmemiş olmasıdır. Gerek iptal ve gerekse de itiraz üzerine verilen kararlar yargısal birer işlemdir.Hatalı olduğu ileri sürülen kararlarda, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut değildir. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
    1-HMK"nun 46. maddesinde öngörülen sorumluluk sebepleri bulunmadığından davanın reddine,
    2-HMK"nun 49. maddesi uyarınca takdiren 600,00-TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine,
    3-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 21,15-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 30,30-TL"den düşümü ile kalan 9,15-TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
    4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 2.400,00-TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,”oybirliği ile karar verilmiştir.
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Davacı vekili, 6100 sayılı HMK 46. maddesine dayanarak devlet aleyhine tazminat davası açmıştır.
    Mahkemece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, 6100 sayılı HMK’nun 137/2 maddesi dikkate alındığında taraflar çağrılıp ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilip geçilmeyeceği ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Konunun anlaşılabilmesi için dosyadaki inceleme safhası ve ön incelemenin niteliği hakkında kısaca bilgi verilmesi gereklidir.
    Dosyadaki inceleme safhası: Davacı 23.11.2011 tarihli dilekçe ile tazminat davası açmış, dava dilekçesi esasa kayıt edilip naip üye tayin edildikten sonra dilekçeler aşaması tamamlanmıştır. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasını takiben, taraflar çağrılmadan ön inceleme tutanağı düzenlenmiş, “tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri bir konu olmadığı ve dolayısıyla tarafların sulha teşvik edilmesi veya tarafların sulh olabilecekleri miktar belirlemesi olamayacağından bu aşamada ayrıca tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine gerek olmadığı” gerekçesi ile ön inceleme duruşması yapılmamış ve gün tayin edilerek tahkikat duruşmasına geçilmiş, taraflar huzurunda esas hakkında karar verilmiştir.
    Ön incelemenin niteliğine gelince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır.
    Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere "ön inceleme" adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir. ( H. Pekcanıtez/O. Atalay/ M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,11 Bası, Ankara 2011, s.375-376). 
    6100 sayılı HMK’nun 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı, HMK 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, HMK 139. maddesinde ön inceleme duruşmasına davet, HMK 140. maddesinde ise yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.
    6100 sayılı HMK ön incelemenin kapsamı başlıklı 137. maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyebileceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemler yapılabilir, ancak tahkikat yönelik işlemler yapılamaz.
    HMK 137 maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği düzenlenmiştir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile (emredici nitelikteki bir düzenlemeyle) yasaklamıştır. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, age, s.375-376). 
    Görüşmeler sırasında bir kısım üye tarafından; dosya üzerinden yapılmış olsa da bir ön incelemenin yapıldığını, bu aşamadan sonra geri dönülerek ön inceleme yapılmak üzere kararın bozulmasının usul ekonomisi açısından doğru olmayacağı, savunulmuş ise de, yukarıda belirtilen 6100 sayılı HMK 137/2 maddesi dikkate alındığında, ön inceleme duruşması ve duruşmada yapılması gerekli olan işlemler yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilemeyeceği, bu düzenlemenin emredici nitelikte olduğu gerekçesiyle düşünce kabul görmemiştir.
    Yine bir kısım üye, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin ara kararında da belirtildiği gibi, bu tip davalarda tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri bir konu olmadığı ve dolayısıyla tarafların sulha teşvik edilmesi veya tarafların sulh olabilecekleri miktar belirlemesi olamayacağından, ön inceleme duruşmasına davet edilmesine gerek olmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, 6100 sayılı HMK’da bu tip davalarda ön inceleme yapılmayacağına dair bir istisna olmadığı, kaldı ki Devleti temsil eden vekilin sulh yetkisinin olmaması ile Devletin sulh yetkisinin olmamasının karıştırılmaması gerektiği, hasım olan Devlet’in isterse bu tür davalarda da sulh olabileceği, bunu kısıtlayan bir düzenleme bulunmadığı ayrıca ön inceleme duruşmasının sadece sulhten ibaret de olmadığı, önemli birçok usul işlemini de içerdiği gerekçeleri ile bu görüş çoğunluk tarafından kabul edilmemiştir.
    Tüm bu hususlar dikkate alındığında, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda yine dosya üzerinden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140 maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, ön inceleme işlemlerinin dosya üzerinden yapılarak tahkikat duruşmasına geçilmesi ve esas hakkında karar verilmesi doğru bulunmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın, yukarıda açıklanan nedenle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz istemlerinin şimdilik incelemesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. Maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A-5 fıkrası ve 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15/05/2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.  KARŞI OY YAZISI
    Usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün bozulabilmesi için, bu kusur veya eksikliğin kararı değiştirerek derecede bulunması gerekir. Böyle değilse, usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hüküm bozulamaz. (HUMK. m. 429/son) Ön incelemenin yapılmamış olması yargılama usulüne aykırıdır. Ne var ki, davada ön incelemede çözümü gereken (HMK. m.137) usulü bir problem, ne taraflarca ileri sürülmüş ne de mahkemece tespit edilmiştir. Davalı, davanın esası hakkında cevap vermiş ve reddini istemiştir. Taraflar, sunabilecekleri delilleri de sunmuşlardır. Davaya "ilk derce mahkemesi" olarak bakan Yargıtay Dairesi de , sunulan delilleri değerlendirerek  davanın esası hakkında hüküm tesis etmiştir. Bu aşamadan sonra ön inceleme aşamasına dönülmesi, sonuç üzerinde değiştirci bir etki meydana getirmeyecektir. Bu bakımdan işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun usulü eksikliğe dayanan bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.


                                                           

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi