4. Ceza Dairesi 2020/1360 E. , 2020/9648 K.
"İçtihat Metni"Asta müessir fiil ve tehdit suçlarından sanık ...’ın 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 117/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1.1 cümle, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 2 kez 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 21/02/2020 gün ve 94660652-105-29-17857-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/02/2020 gün ve 2020/6340 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
"Dosya kapsamına göre, 3’üncü Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığının 17/11/2015 tarihli ve 2015/546 esas ve 2015/361 sayılı iddianamesi ile sanığın asta müessir fiil ve tehdit suçlarından kamu davası açıldığı, tehdit suçu yönünden askeri suç olmadığından ve sanığın askeri kişi sıfatını kaybettiğinden bahisle Erzincan 3’üncü Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 13/06/2016 tarihli 2016/201 esas, 2016/249 sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini müteakip Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/29 esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edildiği, aynı iddianameye konu asta müessir fiil suçu yönünden yapılan yargılama neticesinde ise 2803 sayılı Kanun’da 25/07/2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklik nedeniyle Erzurum 9’uncu Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 08/11/2016 tarihli 2016/1344 esas, 2016/1292 sayılı görevsizlik kararını takiben Kelkit Asliye Ceza Mahkemesince 2017/208 esas sayısı yargılamaya devam edildiği, anılan Mahkemenin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı kararı ile sanığın asta müessir fiil ve tehdit suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmakla, tehdit suçundan Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/29 esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın derdest olduğu, Erzurum 9’üncü Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin görevsizlik kararına konu suçun asta müessir fiil olması gözetilmeksizin ayrıca tehdit suçundan da mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sanık ..."a yükletilen tehdit suçu ile ilgili olarak, Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/29 esas ve yine aynı mahkemenin 2017/208 esas sayılı dosyalarında yargılama yapıldığı anlaşılmakla, aynı suçtan iki kez yargılama yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı kararının kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında mükerrer yargılama yapılarak, iki kez mahkumiyet kararı verilmiş olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 7. fıkrasında "Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir" hükmü yer almaktadır.
Mükerrer davadan bahsedilebilmesi için, sanık hakkında açılan her bir davanın tarafları, suç tarihleri ve olayının aynı olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesi ve 1982 Anayasasının 141/3. maddesinin "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir" düzenlemeleri ile 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşemeye Ek 7 Nolu Protokolün Onaylanmasına dair 10/03/2016 tarih ve 6684 sayılı Kanunla kabul edilerek 25/03/2016 tarihli ve 29464 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 7 no"lu protokolün 4/1. maddelerinde yer alan "hiç kimse bir devletin ceza yargılama usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez." düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde, kesinleşmiş bir hüküm varsa, bu kesin hükme konu dava yargılaması devam eden davadan sonra açılmış da olsa, kesin hükmün dokunulmazlığı gözetilerek yargılaması devam eden davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.
5271 sayılı CMK"nın "Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi" başlıklı 225. maddesinde ise, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." hükmü amirdir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, iddianamede yer almayan fiil veya fail hakkında hüküm kurulamayacaktır.
İncelenen dosyada;
Erzincan 3"üncü Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığının 17/11/2015 tarihli iddianamesi ile, sanık ..."ın 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 117/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 106/1-1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edildiği, yargılamayı yapan Erzincan 3"üncü Ordu Komutanlığı Askeri Hakimliğince 13/06/2016 tarihli ve 2016/201 esas, 2016/249 sayılı karar ile, sanığa yükletilen tehdit suçu yönünden "sanığın 31/12/2015 tarihi itibariyle TSK"dan ilişiği kesilmesi suretiyle asker kişi sıfatını kaybettiği, sanığa atılı suçun askeri bir suç ya da askeri bir suça bağlı suçlardan olmadığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
Görevsizlik kararı üzerine tehdit suçu açısından dosyanın Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/29 esas sayılı sırasına kaydedildiği,
08/11/2016 tarihinde ise Erzurum 9"uncu Askeri Hakimliğinin 2016/1344 esas ve 2016/1292 sayılı kararı ile, sanığa yükletilen asta müessir fiil yönünden, "Sanığa isnat edilen suçun jandarma personeline verilen askeri görevden doğan suçlar kapsamında olmadığı dikkate alındığında, atılı suçtan yargılama yapma yetki ve görevinin adli yargı yerine ait olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
Asta müessir fiil yönünden bu dosyanın ise Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/208 esas sayılı sırasına kaydedildiği,
Kelkit Asliye Ceza Mahkemesince, 2017/208 esas sayılı dosyada yalnızca asta karşı müessir fiil eylemi ile ilgili yargılama yapılması gerekirken, dosya kapsamı dışı olan ve yine aynı mahkemenin 2017/29 esas sayılı sırasına kayıtlı dosya üzerinden yargılaması devam eden tehdit suçundan da hüküm kurulduğu, sanığın istinaf yoluna başvurmaması üzerine kararın kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Kanun yararına bozma konusu yapılan Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı dosyasına esas teşkil eden, Erzurum 9"uncu Askeri Hakimliğinin 08/11/2016 tarihli 2016/1344 esas ve 2016/1292 sayılı görevsizlik kararının anlatım kısmında, sanık hakkında yalnızca asta müessir fiil eylemi nedeniyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesi gereğince hükmün konusu, iddianamede gösterilen eylem olduğundan iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Yargılama sonucu açılmayan davadan kurulan hükmün ise, bu aykırılık nedeniyle hukuki değerden yoksun olduğu ve bu nedenle kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşılmıştır. Tehdit suçu yönünden hukuki değerden yoksun olan, Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Sanık ... hakkında tehdit suçundan açılmış dava bulunmamasına karşın, bu suç yönünden verilen mahkumiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu ve bu nedenle de kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği ve tehdit suçu yönünden Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/29 esas sayılı sırasında yargılamanın devam ettiği anlaşıldığından, sanık hakkında tehdit suçu yönünden kurulan Kelkit Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2017/208 esas, 2018/164 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.