12. Ceza Dairesi 2019/7636 E. , 2020/7173 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm :1-Sanık ... için; CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
2-Sanık ... için;TCK’nın 89/1, 62, 51/1-3-7 , 53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan sanık ... müdafii, katılan sanık ... ile katılan ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü 19:30 sıralarında meskun mahal dışında çift yönlü çift şeritli aydınlatması bulunmayan kuru asfalt yolda, katılan sanık ...’in sevk ve idaresindeki aracı ile Bağyurdu beldesinden Ankara istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan sola keskin viraja girdiği sırada karşı şeride savrularak kendi şeridinde seyir halinde olan katılan sanık ...‘in sevk ve idaresindeki otomobilin ön kısımlarına kendi aracının ön kısımları ile çarpması sonucu katılan sanık ...‘in ve katılan sanık ... ile aracında yolcu olarak bulunan ..., ..., ...‘in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, ...‘in basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kemik kırığının hayat fonksiyonlarına 2. derece etkisi oluşacak şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda;
1-Katılan sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik katılan sanık ... ile katılan ..., ..., ..., ... vekilinin itirazları ile katılan sanık ... vekili tarafından temyiz edilmekle; katılan sanık ... vekilinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu anlaşılarak dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, katılan sanık ... ve ..., ..., ..., ... vekilinin, sanık ...’in beraatine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun"un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan sanık ... vekili ve katılan sanık ... ile katılan ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 16.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.