11. Hukuk Dairesi 2019/3091 E. , 2020/855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/03/2019 tarih ve 2016/93-2019/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin arada herhangi bir sözleşme ilişkisi olmaksızın müvekkiline ait TSE ibareli markaları ürettiği ürünlerde kullandığını, bu durumun müvekkilinin markasından kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı şirketin müvekkilinin markalarına yönelik tecavüzünün ve haksız rekabetinin durdurulmasına 6.500,00 TL maddi, 32.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıyla yaptığı anlaşma uyarınca davacı markalarını kullandığını, ancak iş yerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle davacı tarafından marka kullanım sözleşmesinin askıya alındığını, müvekkilin iş yerinde yapılan aramada ele geçen ürünlerin taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlük döneminde üretilen stok ürün ve ambalajlar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, davalının iş yerinde ele geçirilen kabloların üzerinde TSE markasının mevcut olmadığı, yalnızca kabloların içinde bulunduğu ambalaj üzerinde TSE marka ve logosunun mevcut olduğu, bu ambalajların TSE tarafından gönderilen ürün kullanma belgelerine göre halen askıda olan 14.10.01/TSE-12431 numaralı belge kapsamında ve sözleşmenin yürürlükte olduğu tarihte üretildikleri, lisans sözleşmesi dönemi sona erdikten sonra üretildiklerinin davacı tarafça kanıtlanamadığı, belgenin askıya alındığı döneme ve sonrasına ait imalat, satış ve ambalaj alımına dair ticari bir kaydın mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men"i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirket yetkilisi hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş olduğu ve davalıya ait işyerinde ele geçirilen kabloların üzerinde TSE marka ve logosu yer almayıp, yalnızca kabloların içinde bulunduğu ambalajların üzerinde TSE marka ve logosunun yer aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davaya konu kabloların satışının başlı başına marka hakkına tecavüz oluşturmadığı hususu doğru olmakla beraber, kabloların TSE logolu ambalajlarla kaplanması ve bu şekilde satışa sunulması halinde marka hakkına tecavüz oluşturacağının kabulü gerekir. Diğer yandan, bahsi geçen ambalajların, davalı şirket tarafından, davacı ve davalı şirket arasındaki lisans sözleşmesinin geçerli olduğu dönem içinde satın alınması da durumu değiştirmeyecektir. Bu durumda, davalı şirkette ele geçirilen kabloların üzerinde TSE logosunun bulunmadığı, dolayısıyla TSE adına kayıtlı marka hakkına yönelik bir tecavüz fiilinin bulunmadığı gerekçesiyle ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararının da hukuk hakimini bağlamayacağı hususu göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.