20. Ceza Dairesi 2018/3423 E. , 2018/3181 K.
"İçtihat Metni"
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dairemizin 30/06/2016 tarihli, 2015/14771 esas ve 2016/4471 karar sayılı ilamında belirtildiği halde, gerekçeli kararın başlık kısmında suç tarihi olarak, "30/04/2011, 14/05/2011, 01/06/2011, 06/06/2011, 26/06/2011, 30/07/2011, 31/07/2011, 23/08/2011, 26/08/2011 ve 17/10/2011" tarihleri yerine, "2011" yılının gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
1-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
Gerekçede ve hüküm fıkrasında, sanık ... hakkında TCK"nın 188/3. maddesi uyarınca temel hapis cezasının, TCK"nın 61/1. maddesinde belirtilen "suçun işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kast durumu, sanığın amacı ve saiki" kıstasları dikkate alınarak takdiren aşağı hadden "5 yıl hapis cezası" olarak belirlendiği; temel gün adli para cezasının ise, TCK"nın 61. maddesindeki kıstasların yanısıra sanığın "şahsi ve sosyal ekonomik durumu" da göz önüne alınarak aşağı hadden uzaklaşılarak "100 gün adli para cezası" olarak belirlendiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki "temel cezanın aşağı hadden tayin edildiğinin belirtilmesine rağmen, adli para cezasının aşağı hadden uzaklaşılarak belirlendiğine" ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzeltme düşüncesi benimsenmemiştir.
Sanık hakkında TCK"nın 188/3 ve 39/2-c maddeleri uyarınca tayin edilen "2 yıl 6 ay" hapis cezası üzerinden TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim uygulandığında belirlenmesi gereken "2 yıl 1 ay" hapis cezası yerine, hesap hatası sonucu "1 yıl 13 ay " hapis cezasına hükmedilmesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, TCK"nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine ilişkin hüküm fıkrasında, taksit aralığının gösterilmemesi,
2-24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması,
3-Sanığın adli sicil kaydında sabıkası bulunmadığı halde, Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/670-2009/207 sayılı ve Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/665 - 2009/193 sayılı "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararları yönünden, ilgili mahkemelere ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan CMK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Hükmün, "A" bendinin 5 nolu paragrafında yer alan "4 eşit takside bölünerek" ibaresinden sonra gelmek üzere "birer ay ara ile ödenmesine" ibaresinin yazılması,
2-TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
3-Hükmün "A" bendinin 11 ve 12 nolu paragraflarının, hüküm fıkrasından çıkarılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.