15. Hukuk Dairesi 2015/3791 E. , 2015/4820 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Mesudiye Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :16.10.2014
Numarası :2013/17-2014/149
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı M.. B.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 50.000,00 TL iş bedeli alacağının tahsili istenmiş, 03.09.2014 günlü ıslah dilekçesi ile talep 7.913,77 TL arttırılarak 57.913,77 TL"ye çıkarılmış, yapılan yargılama sonunda mahkemece ıslahta dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Belediye vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan alacağın tamamına geçici kabul başvurusunun yapıldığı 10.09.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Davacı tarafından davalı Mesudiye Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı"na hitaben yazılan ve mahkemece faize başlangıç yapılan dilekçede işin tamamlandığı belirtilerek geçici kabulün yapılması ve hakedişin düzenlenmesi istenmiş, alacak miktarı gösterilmek suretiyle ödeme talebinde bulunulmamıştır. Bu hali ile sözü edilen dilekçe iş bedeli alacağı yönünden davalı Belediyeyi temerrüde düşürücü nitelikli bulunmadığından faize başlangıç yapılamaz. Eser sözleşmesi ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faizin borcun ifa edileceği günün taraflarca kesin olarak kararlaştırılması halinde o tarihten (kesin vadeden), aksi halde davalı borçlunun yöntemine uygun ihtarla temerrüde düşürüldüğü tarihten başlatılması gerekir. Kesin vade veya ihtar yoksa temerrüdün dava tarihinde oluştuğu kabul edilerek faiz dava tarihinden başlatılmalıdır. Ancak dava açılması yalnızca davada talep edilen miktar yönünden temerrüt oluşturur, saklı tutulan fazla haklar yönünden temerrüt oluşturmaz. Dava dilekçesindeki talep sonradan verilen ıslah dilekçesi ile attırılmış ise arttırılan miktar yönünden temerrüt ıslah harcının yatırıldığı tarihte oluşur. Somut olayda taraflarca birlikte kararlaştırılmış kesin vade bulunmadığı gibi davalıların davadan önce ihtarla temerrüde düşürüldükleri de iddia ve ispat edilememiştir. Temerrüt, hüküm altına alınan alacağın 50.000,00 TL"lik kısmı yönünden davanın açıldığı 02.05.2013 tarihinde, ıslahla arttırılan 7.913,77 TL"lik kısmı yönünden ise ıslah harcının yatırıldığı 03.09.2014 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece bu tarihlerin faize başlangıç yapılması gerekirken borçlu temerrüdünün oluştuğu tarih konusunda yanılgıya düşülerek ve temerrüt oluşturmayan bir tarihin faize başlangıç yapılması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı Belediye vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm kısmının 1 nolu bendinin ikinci satırındaki “10.09.2012” tarihinin karardan çıkartılarak yerine "dava dilekçesinde talep edilen 50.000,00 TL"lik kısmının 02.05.2013 dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen 7.913,77 TL"lik kısmının da 03.09.2014 ıslah" tarih, rakam ve kelimelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı M.. B.."na geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.