20. Ceza Dairesi 2018/2175 E. , 2018/3178 K.
"İçtihat Metni" Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hükümlü ... hakkındaki, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2011/1411 esas, 2012/1752 sayılı kararını müteakip, sanığa çıkarılan ihtarlı çağrı yazısının tebliğine rağmen 10 gün içinde denetimli serbestlik şube müdürlüğüne başvurmadığından bahisle 191/1 ve 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına" ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/06/2013 tarihli ve 2011/1411 esas, 2012/1752 sayılı ek kararının, kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15/01/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık ... hakkında, 24/07/2011 tarihli eylemi nedeni ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 23/08/2011 tarihli, 2011/78395 soruşturma sayılı iddianamesi ile TCK"nın 191/1, 53, 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı;
2-Yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 17/04/2012 tarihli 2011/1411 esas ve 2012/1752 karar sayı ile, sanık ... hakkında "TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" karar verildiği, söz konusu kararın mernis adresine 26/05/2012 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra itiraz edilmeksizin 04/06/2012 tarihinde kesinleştiği,
3-Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün, sanığın mernis adresine gönderdiği 18/07/2012 tarihli çağrı yazısının, Tebligat Kanunun 21/2. fıkrası uyarınca 11/09/2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, sanığın 10 gün içerisinde başvuru yapmaması üzerine, infaz dosyasının 10/10/2012 tarihli üst yazı ile kapatıldığı,
4-Sanık hakkında devam edilen yargılama sonucunda, Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 07/06/2013 tarihli, 2011/1411 esas ve 2012/1752 karar sayılı ek kararı ile , TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı kabul edilerek, TCK"nın 191/1, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, sözkonusu kararın sanığın mernis adresine 17/07/2013 tarihinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesine rağmen, süresinde temyiz edilmemesi üzerine, 05/09/2013 tarihinde kesinleştiği, sanığın süresinden sonra 13/11/2013 tarihinde verdiği dilekçede, "24/02/2012-25/05/2013 tarihleri arasında askerliğini yaptığı için mernis adresine tebliğ edilen tebligatlardan haberinin olmadığını, temyiz hakkını kullanmak istediğini, " beyan etmesi üzerine, hükmün, infazının durdurularak, 13/03/2014 tarihinde verilen ek karar ile Yargıtay"a gönderilmesi üzerine Dairemizin, 22/12/2016 tarihli 2015/5348 esas ve 2016/6027 karar sayılı kararı ile sanığın süresinden sonraki temyiz isteminin reddedildiği,
5-Sanığın iddiası üzerine mahkemesince Askerlik Şubesinden temin edilen 06/12/2013 tarihli cevabi yazıya göre, sanığın 24/02/2012-25/05/2013 tarihleri arasında askerlik hizmetini yerine getirdiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, Bayburt Askerlik Şubesi Başkanlığının Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesine muhatap 06/12/2013 tarihli ve 2929 sayılı yazısına göre
sanığın 24/02/2012 tarihinde askere sevk edildiği ve 25/05/2013 tarihinde terhis olduğunun bildirildiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına uyması yönündeki denetimli serbestlik şube müdürlüğünce yapılan ihtar yazısının 11/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda sanığın öngörülen süre içerisinde çağrıya uymamasının elinde olmayan sebeplerden kaynaklandığının anlaşılması karşısında, suçun unsurları oluşmadığı cihetle sanığın beraatine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/06/2013 tarihli ve 2011/1411 esas, 2012/1752 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Dosya kapsamından, Askerlik Şubesinden temin edilen 06/12/2013 tarihli cevabi yazıya göre, sanığın 24/02/2012-25/05/2013 tarihleri arasında askerlik hizmetini yerine getirdiği, yokluğunda verilen Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 17/04/2012 tarihli, 2011/1411 esas ve 2012/1752 karar sayılı "TCK"nın 191/2.maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararına ilişkin, sanığın mernis adresine 26/05/2012 tarihinde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, dolayısı ile sözkonusu kararın 04/06/2012 tarihli kesinleşme şerhinin ve bu kararın infazına ilişkin işlemlerin hukuken geçersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda usulüne uygun olarak kesinleşmeyen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlalinden söz edilemeyeceğinden, mahkemesince, 17/04/2012 tarihli kararın usulüne uygun şekilde sanığa tebliğ edilmesi, sanığın "itiraz" kanun yoluna başvurup başvurmamasına göre kararın kesinleştirilmesi ve ardından tedbirin infazına başlanması gerekirken, usulüne uygun şekilde kesinleşmeyen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin işlemlerin de hukuken geçersiz olacağı, ayrıca tedbirin infazı sırasında, çağrı yazısının tebliğ edildiği 11/09/2012 tarihinde de sanığın askerlik hizmetini yerine getirdiği, tebligatın bu yönüyle de geçersiz olduğu gözetilmeden; yazılı şekilde "tedbirin ihlal edildiği" gerekçe gösterilerek TCK"nın 191/1, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Böyle bir durumda tebligatın usulsüz yapılması, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmasını etkilemediğinden, Adalet Bakanlığı"nın 15/01/2018 tarihli talep yazısında "suç unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine" ilişkin görüş benimsenmemiş, ilgili kararın, yukarıda belirtildiği üzere, farklı gerekçe ile bozulması yoluna gidilmiştir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce "farklı gerekçe ile" yerinde görüldüğünden; Bakırköy 1. Mahkemesi"nin 07/06/2013 tarihli, 2011/1411 esas ve 2012/1752 karar sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 05/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.