11. Hukuk Dairesi 2019/4568 E. , 2019/7399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11/05/2017 tarih ve 2014/976-2017/393 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 16.04.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı şirketler vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar tarafından yüksek faiz ve her an geri çekilebileceği vaadiyle para toplandığını, müvekkili tarafından davalılara 70.425,00 DEM ödendiğini, kısa bir süre sonra paranın istenildiği halde davalılar tarafından iade edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin şirket ortağı olmadığının ve hisse senedinin geçersizliğinin tesbiti ile 73.825,75 TL"nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı defi ile birlikte davacının Kombassan İnşaat Tarım ve San. AŞ.’nin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını, diğerlerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıda aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının davalıya, SPK"na sunulan CD’de belirtilen miktardaki parayı ödediğinin kabulü gerekeceği, gerek MK"nın 50. , gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca davalı yöneticinin de sorumluluğunun bulunduğu, davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı Kombassan Holding A.Ş. "nin ortağı olmadığının tespitine, 63.409,62 TL"nin 13/11/2008 dava tarihinden değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin 12.09.2017 tarihli dilekçesi ile tashih isteminde bulunulmuş, mahkemece 18/07/2019 tarihli kararla davacı vekilinin talebinin reddine,
gerekçeli kararda yer alan Kombassan Holding A.Ş. ile Kombassan İnş. Tar. ve San. İşlt. Tic. A.Ş."nin birleşme ve ünvan değişikliği sonucu tek bir şirket haline gelip ünvanın da Bera Holding A.Ş. olduğunun tashihine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 18/07/2019 tarihli kararı davacı vekili, esas hakkındaki kararı ise, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece verilen 18.07.2019 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili ile davalı şirket vekilinin esas karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kar payı verileceği ve yatırılan paraların istenildiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ve müvekkilinden 26.02.2000 tarihli, "" Ortaklık Durum Belgesi"" adlı belge ile 70.425 DM alındığını ileri sürerek, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 70.425 DM ( 36.007 Euro) "nun karşılığı olan 73.828,75 TL"nin tahsilini talep etmiş, mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve davalı şirketlerin SPK’ya bildirdikleri bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, “ortaklık durum belgesinde” yazan miktar gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalılar tarafından SPK’ya sunulan ve içeriği davalılar tarafından dahi kabul edilmeyen SPK kayıtlarında yer alan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Ayrıca, davalı vekili tarafından 16.04.2019 havale tarihi dilekçe ekinde, "Ortaklık Durum Belgesi" adlı belge ile davacıya 13.500 DM ödendiğinin savunulduğunun anlaşılması karşısında, davalının bu savunması kapsamında davacının beyanı da alınarak borcu sona erdiren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın yazılı gerekçeyle hüküm tesisi de doğru olmamış, bu nedenle de kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen 18.07.2019 tarihli kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.