Taraflar arasındaki “YİDK kararının iptali-marka hükümsüzlüğü” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 01.04.2008 gün ve 2006/415 E.-2008/84 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi"nin 19.10.2010 gün ve 2009/148 E-2010/10527 K. Sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, YİDK kararının iptali, davalı şirketin marka başvurusu tescil edilmiş ise hükümsüzlük istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davanın reddine dair verdiği karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir. Hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Direnme kararı ve ekleri temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de yapılan incelemede; dosyanın eksik ikmali için daha önce de Hukuk Genel Kurulu’nun 12.09.2012 gün ve E:2012/11-175, K:2012/574 sayılı kararı ile mahalline geri çevrildiği, ancak geri çevirme kararının gereğinin usul ve yasaya uygun biçimde yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 301.(Mülga 1086 sayılı HUMK"nun 392.) maddesinde; kararların yazılıp imzalanmasından sonra taraflara tebliğ usulü düzenlenmiş ve “yazı işleri müdürü tarafından iki taraftan her birine makbuz mukabilinde verileceği” belirtilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 52.maddesinde ise; tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu kanun uyarınca çıkarılacak yönetmeliklere göre yapılacağı öngörülmüştür.
Tebliğin şekline ilişkin yasal düzenlemelere gelince;
Belirtmelidir ki, tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisinde daima göz önünde tutulmalıdır.
Tebligat ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, yasa ve yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kanunun ve Yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.
Tebligat Kanunu ile Yönetmeliği"nde öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça, tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 41 ve HMK"nun 73, 81 ve 82.maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Öte yandan, tüzel kişilere tebligatın nasıl yapılacağı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13.maddesi ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21.maddelerinde açıklanmıştır.
Buna göre; tüzel kişilere yapılacak tebligat, bunların yetkili temsilcilerine yapılır. Eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir.
Somut olayda:
Beyoğlu 32.Noterliği"nce düzenlenen 05.06.2007 tarih ve 13904 yevmiye nolu vekaletname ile davalı ......Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"ni temsilen şirket müdürü B. H. tarafından İstanbul Barosu Avukatlarından Av. .....Av....., Av. .... ve Av. ....."ın vekil olarak atandıkları anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin yetkili temsilcisi tarafından atanan avukatlardan Av. ....... 29.06.2010 havale tarihli dilekçesiyle vekillik görevinin sona erdiğini belirterek, kendisine yapılan tebligatı iade etmiştir.
Ne varki, davalı şirketi eldeki davada temsil eden ve az yukarıda belirtilen diğer avukatların vekillikten azli ya da istifalarına ilişkin dosyada bir bilgi veya belgeye rastlanamamıştır.
Öte yandan, mahkemece geri çevirme kararının gereği yerine getirilmek üzere, davacı vekilinin direnmeye ilişkin temyiz dilekçesi davalı .......Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne tebliğe çıkarılmış ise de; Posta İdaresinin tebligata ilişkin belgelerinde başka hiçbir açıklamaya yer verilmeksizin 07.01.2012 tarihinde işyerinde daimi çalışana tebliğ edildiği; buna göre yapılan bu tebligat, konuya ilişkin yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun değildir. Bunun yanında, geri çevirme kararında direnme kararının da davalı şirkete tebliğe çıkarılması gerektiği belirtilmesine rağmen bu işlemin gereğinin yerine getirilmediği de belirgindir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; öncelikle direnme kararı ile davacı vekilinin direnmeyi temyiz dilekçesini davalı ..... Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"nin -azil ya da istifa etmemiş iseler- vekillerinden (Av. ...., Av. ..... ve Av. .....) birine tebliğe çıkarılmasını; anılan avukatların da azil veya istifalarının sözkonusu olması halinde ise davalı ....Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"ne yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözetilerek yöntemine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; direnme kararının temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak, yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeyecek şekilde geri çevirme kararının gereklerinin yerine getirilmesi konusunda özenli davranılması ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; dosyanın, belirtilen eksiklikler giderilerek ve gönderme formunu imzalayan hakimce son kontrolünün de sağlanarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilmesi için, Yerel Mahkemeye geri çevrilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, anılan eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi için Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.