17. Hukuk Dairesi 2017/1316 E. , 2019/8976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının idaresindeki polis aracına çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının geçici ve sürekli işgücü kaybına uğradığını, tedavi giderleri bulunduğunu, hasar gören resmi plakalı araç için 2.500,00 TL. ödemek zorunda kaldığını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 12.500,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre: davanın kısmen kabulü ile 808,00 TL. maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; araç hasarına ilişkin ispat edilemeyen istem ile cismani zarara ilişkin fazlaya dair isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun biçimde düzenlenen, birbiriyle uyumlu iki ayrı bilirkişi heyeti raporunda saptanan kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan kalıcı maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde ve kazadaki yaralanma ile illiyet bağı içinde bulunan durumları irdelemek suretiyle değerlendiren uzman
bilirkişi heyeti raporunun benimsenmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf, davaya konu kaza anında davacının idaresinde bulunan araçta kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin de tahsilini istemiş; mahkeme ise, davacının idaresindeki araç için hasar bedeli ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle, bu istemin reddine karar vermiştir.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında, araçta oluşan ve tazmin edilmeyen orandaki hasar bedelini talep hakkının bulunduğu açıktır.
Somut olayda; ... plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı olduğu ve davacının olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 04.02.2015 tarihli raporda, davacının idaresindeki araçta 4.070,00 TL"lik hasar oluştuğu saptanmış olup, davalı sigortalısının kusur oranına göre davalının sorumlu olduğu hasar bedeli 1.628,00 TL. olarak hesaplanmıştır. Belirlenen bu bedelden, davalı sigortacının daha önce araç malikine ödediği 1.079,00 TL. düşüldüğünde, bakiye (tazmin edilmeyen) araç hasar bedelinin 549,00 TL. olduğu görülmektedir.
Bu durum karşısında mahkemece; davacı zilyedin aldığı şekliyle teslimle yükümlü olduğu araçta oluşan ve zarardan sorumlu olan davalı tarafından giderilmeyen 549,00 TL"lik bakiye hasar bedelini talep hakkı bulunduğu gözetilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.