11. Hukuk Dairesi 2019/3868 E. , 2019/7396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11/05/2017 tarih ve 2014/1042-2017/375 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 09/04/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı ... vekili Av. ..., Kombassan Holding A.Ş. ve Kombassan İnş. Tar. Tic. A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 101.725 DM verdiğini, davalıların aynı yöntemle binlerce gurbetçiden nakit para topladıklarını, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, Kombassan Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, davalılar hakkında çeşitli suçlardan suç duyurusu yapıldığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını ve davalı ...’ın yönetim kurulu başkanı olarak diğer davalılarla birlikte zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, şimdilik 102,675,25 TL’nin faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ve geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketler vekili, zamanaşımı def"i ile birlikte davacının Kombassan İnşaat Tarım AŞ.’nin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıyı aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının davalıya, SPK"na sunulan CD’de belirtilen miktardaki parayı ödediğinin kabulü gerekeceği, gerek MK"nın 50., gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca davalı yöneticinin de sorumluluğunun bulunduğu, davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı Kombassan Holding A.Ş."nin ortağı olmadığının tespitine, 102.670,04 TL"nin 02/05/2010 dava tarihinden değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin 12/09/2017 tarihli dilekçesi ile tashih isteminde bulunulmuş, mahkemece 12/06/2019 tarihli kararla talebin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 12/06/2019 tarihli karar ile esas hakkındaki kararı davalı şirket vekili, temyiz etmiştir.
1-Mahkemece verilen 12/06/2019 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; tavzih yolu, bir hükmün anlaşılmayacak biçimde müphem bulunması veya açıklıkla anlaşılamaz (gayri vazıh) ve çelişik (mütenakız) fıkraları taşıması durumunda hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarması amacıyla başvurulan bir yasal yoldur. 6100 sayılı HMK"nın 304 ve devamı maddelerinde hükümlerin hangi hallerde tavzihinin istenebileceği ve tavzih usulü gösterilmiştir. Mahkeme, hükmü yalnız tavzih etmekle yetinir, yoksa kesinleşmiş bir hüküm, hükmün açıklanması (tavzihi) yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle de mahkeme, hüküm kurmadığı bir konuda, hükümde unutmuş olduğu gerekçesiyle tavzih yolu ile karar verip, bu hususu da hükme ekleyemez, miktarları da değiştiremez.
Somut olayda davacı tarafça, dava dilekçesinde hükmedilecek alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunulmadığı gibi, mahkemece esas kararda bu husus belirtilmeksizin davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Davacı vekili 12/09/2017 tarihli dilekçesi ile, hüküm kısmının B bendine ""müşterek ve müteselsilen"" ibaresinin eklenmesini talep etmiş, mahkemece talep kabul edilerek hüküm fıkrasına bu ibare eklenmiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, mahkemece verilen tavzih kararı anılan kanun hükümlerine aykırı olduğundan talebin reddine karar vermek gerekirken, hükmü değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi doğru olmadığından, davalı şirket vekilinin işbu 12/06/2019 tarihli tavzih kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davalı şirket vekilinin esas karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının hisselerinin bir kısmını belge karşılığında dava dışı... Inc.’ye devrettiğini ve bedelini aldığını, belgede devir eden ve devralanın imzasının bulunduğunu, davacının devreden olarak belgeyi imzaladığını savunmuştur. Mahkemece, davalının söz konusu savunması, Kombassan Grubu şirketleri ile... Inc. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, ancak bu yabancı şirketten temin edilen kredilerin kredi niteliği taşımadığı, Kombassan Grubu şirketlere sermaye olarak konulması planlanan tutarlar olduğu şüphesini uyandırdığı, bu nedenle davalının anılan belgeye dayalı olarak ödemede bulunulduğu savunmasının nazara alınamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından sunulan “Baco Assets Inc.” başlıklı belgeye ilişkin savunması ve borcu sona erdiren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ödeme vakıası ile ilgili olmayan yazılı gerekçeyle davalının anılan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Ayrıca, mahkemece faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olduğu belirtilerek hükmedilen alacağın 02/05/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de, dava tarihinin 03/05/2010 olduğu nazara alınmaksızın, faiz başlangıcının 02/05/2010 tarihi olarak esas alınması da doğru olmamış, bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemece verilen 12/06/2019 tarihli kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak ... dışındaki davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.